ÖzetDijital teknolojilerin gelişmesiyle sanal ortamdaki deneyimlerin yeni olanaklara kapı araladığı günümüzü dijital çağ olarak tanımladığımızda bir olanaklar evreniyle karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Ekolojik bir perspektiften gezegen üzerindeki varlığımızı düşündüğümüzdeyse, iklim değişikliğinin yarattığı riskler evreni sanki bir çeşit kriz çağında olduğumuzu hatırlatmakta. Kriz çağı ifadesi, sadece insanın çevreyle kurduğu ilişkiden ibaret değil elbette, toplumlara dair sorunları ve haliyle insan hakları krizlerini de kapsamakta. Olanaklar ile risklerin ortaklaştığı yerde pek çok başka konu gibi belirsizlik kavramı da karşımıza çıkmakta. Dijital dünyanın olanakları ile ekolojik -ve dahi politikkrizin açmazlarını yeni çocukluk deneyimleri etrafında ele almayı amaçlayan bu yazıda, çocuklarla yaptığım saha çalışmalarından örnekler vererek, çocuk olma halinin belirsiz/tanımsız olarak algılanışına eleştirel bir bakış açısı getirmeye çalışacağım. Belirsizliğin etrafında düşünsel bir yolculuğa çıkarken olanaklar ve riskler evrenini yukarıda belirttiğim ikilik odağında ve kavram ikiliği ötesinde ihtimaller sunarak tartışacağım.