MÖ 13. yüzyıl sonlarında gerçekleşmeye başlayan ve tarihte Ege Göçleri olarak bilinen göç hareketleri, dünya üzerindeki pek çok bölgeyi yakından etkilediği gibi Anadolu coğrafyasını da derinden etkilemiş ve bu kadim coğrafyanın tarihinde yeni bir sürecin kapılarını aralamıştır. Bu göçler kapsamında, Thrakia ve Boğazlar yolunu kullanarak Anadolu topraklarına giriş yaptıkları tahmin edilen Frigler, Hitit Devleti’nin (MÖ 1650-1190) yıkılışı sonrasında yeni bir güç olarak tarih sahnesine çıkmışlardır. Frigler’in en önemli kralı Midas’tır. Midas ile birlikte Frigler, MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısında Orta ve Güneydoğu Anadolu’da söz sahibi olan merkezi bir devlet şeklini almışlardır. Politeist bir inanç sistemi bulunan Frigler’in yaşamlarında Ana Tanrıça Kybele’nin konumu çok önemlidir. Bolluğun ve bereketin simgesi, doğanın ve ülkenin yegâne hâkimi Ana Tanrıça Kybele yalnızca Frigler ile sınırlı kalmamış, ilerleyen süreçte çeşitli toplumlar tarafından da tapınım gören saygın bir tanrıça hâline gelmiştir. Frigler’in tanrıçalarına olan bağlılıklarını yansıtan ve bugün hâlen gizemini koruyan etkileyici dini ritüeller, Frigler’in siyasi ve askeri faaliyetlerini şekillendiren önemli bir faktör olmuştur. Bu çalışmada, Midas ile birlikte Anadolu coğrafyasında güçlü bir devlet seviyesine ulaşan Frigler’in bu gücünün kökenleri hakkında değerlendirmeler yapılacak ve bu dönemde askeri galibiyetlerden söz etmek yerine etkin bir dış politika takip edilmesinde Kybele inancının nasıl bir rolünün olduğu arkeolojik, epigrafik ve edebî kaynakların ışığında tartışılacaktır.