Bu yazıda, Türkiye’de 20. yüzyılın üçüncü çeyreğinde etkinlik göstermiş bir grup entelektüelin ortaya koyduğu Mavi Anadoluculuk düşüncesi, bir coğrafi imgelem olarak yeniden ziyaret edilmektedir. Anadolu’yu çeşitli medeniyetlerin etkileşimiyle şekillenen kültürel bir sentez olarak kavramsallaştıran Mavi Anadoluculuk, yarımadada yaşamış uygarlıkların katkılarıyla oluşmuş bu kültürel birikimi çağdaş Anadolu kimliğinin en temel bileşeni olarak konumlandırmaktadır. Bu bağlamda, Mavi Anadoluculuğa ilişkin birincil ve ikincil kaynakların sistematik olarak analiz edildiği çalışmada, Mavi Anadoluculuğun Türkiye’de geliştirilmiş özgün bir kültürel coğrafya kuramı olduğu ve alternatif bir kimlik projesi sunduğu öne sürülmektedir. Çalışmada, Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın yaklaşık çeyrek yüzyıl yaşadığı Bodrum’un, bir “hakikat yeri” olarak, onun Halikarnas Balıkçısı’na dönüşümü ve Mavi Anadolucu fikirlerin yeşermesi üzerinde etkili olduğu; ayrıca söz konusu fikirlerin taraftar kazanarak zenginleşmesi ve yaygınlaşmasında da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarında gerçekleştirilen mavi yolculukların önemli bir rol oynadığı öne sürülmektedir. Her ne kadar yirminci yüzyılın üçüncü çeyreğinde etkinlik gösteren Mavi Anadolu çevresinin ortaya koyduğu imgelem, neredeyse yalnızca entelektüel dünyada dolaşıma girmiş ve toplumsal tabanda güçlü bir karşılık bulamamış olsa da Mavi Anadoluculuk, Türkiye’deki kimlik temelli sorunlara geçerli çözümler getirme potansiyeli taşıyan bir coğrafi imgelem olarak önümüzde durmaktadır. Bu doğrultuda yazıda, Mavi Anadoluculuğun 21. yüzyıl bağlamında yeniden değerlendirilmesi için düşüncenin mevcut sınırlarının aşılması ve çağdaş teorik perspektiflerle yeniden ele alınması gerektiği önerilmektedir.