Her insan farklı kimlikleri üzerinde taşır. Bu kimliklerin bir bölümü kolektif yapıdadır. Bu kolektif kimlikler bireye hem dayanışma içinde olduğunu hissini verir hem de bir topluluğa ait olduğu yönünde bir güven duygusu aşılar. Geleneksel toplumlarda bu kolektif kimliklerden birisi de aşiret kimliğidir. Son derece sıkı bağlarla örülü, kan bağına dayalı, aidiyet gerektiren aşiretin birey üzerinde etkili olduğu aşikârdır. Şanlıurfa’da yaptığımız araştırmanın amacı, bir kolektif kimlik örneği olarak aşiret derneklerinin bireyin kimliği üzerindeki etkisini belirlemektir. Bu amaçla Melucci’nin kolektif kimlik tanımından yararlanılmıştır. Melucci’ye göre kolektif kimliğin ilişkisel, çatışma ve süreklilik adıyla, birbiriyle ilişkili, üç farklı boyutu bulunmaktadır. Bu teorik çerçeve üzerinden kentsel mekânda bir aşiret derneğinin, mensupları üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada Şanlıurfa’da bulunan Haltanlar Aşiret Derneği örnek olarak seçilmiştir. Derinlemesine görüşme tekniği kullanılarak yapılan saha çalışması sonunda aşiret derneğinin, aşiret mensupları arasındaki iletişimin devamlılığı bakımından önemli bir rol üstlendiği tespit edilmiştir. Derneğin bir diğer işlevi, sağladığı güven ağı sayesinde, aşiret mensuplarının sosyal ve ekonomik çıkarlarını kollamada oynadığı roldür. Siyasal patronaj ilişkilerin varlığı, aşiret derneklerini birer çıkar kollama platformuna dönüştürmektedir. Kimi aşiret mensupları aidiyet duygusu içinde derneği, kimliğinin bir parçası olarak görürken; kimi aşiret mensupları ise, çıkarlarının devamı için dernek üyeliğini bir zaruret olarak kabul etmektedir.