Kazalar veya ihmaller sonucunda ham petrol ve rafinasyon ürünleri ile oluşan deniz veya kara ekosistemindeki kirliliklerin biyomarker verileri ile araştırılması, kaynağa ait izlerin takibi ve buna neden olan kaynağın (petrol tankeri, gemi, tekne vb) ortaya çıkartılması son yıllarda sıkça uygulanan bir yöntemdir. Günümüzde detaylı ve gelişmiş aletsel yöntemlerle gittikçe gelişen bir araştırma türü olmuştur. Biyolojik işaretçiler veya biyomarkerler yaşayan organizmalardan itibaren oluşan kompleks moleküllerdir. Bu bileşenler, birincil organizmalardaki orjinal karbon iskeletlerinin tamamını veya büyük kısmını korumaları nedeniyle önemlidir. Tanımlanan yapısal benzerlik faktörü sızıntı petrol veya rafineri ürünlerinin kaynaklarının belirlenmesi için petrolde bulunan diğer bileşen gruplarına göre daha fazla bilgi verir. Bu nedenle, biyomarkerlerin kimyasal parmak izi, sızıntı petrol ve/veya rafineri ürünlerinin kaynağını belirleme, petrolleri ayırt etme ve karşılaştırma ile petrollerin bozunma sürecini ve aşamasını izleme ve değerlendirme açısından çok çeşitli koşullarda çevresel adli araştırmalara çok önemli bilgileri üretir. Bu makalede biyomarkerlerin kimyasal özellikleri kısaca anlatılarak, biyomarker tanımlama ve değerlendirilmesi, dağılımları, bileşimindeki bozunma etkileri, tanımlayıcı oranlar, petrol ve türevlerine ait sızıntı çalışmalarında biyomarker parmak izlerinin kullanımı ve bu kapsamda dünyada yapılan bazı örnek çalışmalar hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır.