Bu çalışma, Türkiye'de yeni kamu işletmeciliği perspektifinden ilham alan yönetsel reformların siyasi sonuçlarını büyükşehir belediye başkanlarına odaklanarak anlamayı amaçlamaktadır. Bu reformlar, özellikle yerel yönetim alanında karar alma ve uygulama süreçlerini kalabalık, dağınık ve karmaşık bir hale getirmiştir. Böylece, 1960'lardan bu yana hem siyasi hem de yönetsel liderlik konumunda bulunan ve yereldeki en üst düzey karar verici ve uygulayıcı olan belediye başkanlarının profili ve iş yapma biçimi önemli ölçüde değişmiştir. Karar alma ve uygulama süreçlerinde belediye örgütünden ilçe belediyelerine, yerel seçmenden çıkar gruplarına, siyasi partiden merkezi yönetime pek çok aktörle ilişki kuran belediye başkanları, aynı zamanda bu aktörlerin birbirleriyle ilişkilendiği figür haline de gelmişlerdir. Bu sayede, halihazırda güçlü konumda bulunan belediye başkanları, merkezi yönetimin kısıtlamalarına rağmen hareket alanlarını genişletme fırsatına sahip olmuşlardır. Çalışma, savlarını Türkiye'deki 1980 sonrası gelişmelere vurgu yaparak ve Adana, Eskişehir ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlarının anı ve söyleşi kitapları ile yerel ve ulusal basında yer alan haberlerden yola çıkarak geliştirmektedir.