Pulitzer ödüllü romanı Masumiyet Çağı (1920/1999) başlıklı eserinde Amerikalı romancı Edith Wharton toplumsal norm ve kuralların, eski New York'taki bireylerin yaşamlarını nasıl yönettiğini, sınırlar çizdiğini ve onları bu sınırlar içinde yaşamaya zorladığını anlatır. Bu sosyal ortamda, romanın kahramanı, sanat meraklısı bekar Newland Archer, seçkin bir toplumun üyesi olan güzel May Welland ile nişanlı, zeki ancak geleneksel bir genç adam olarak sunulur. Bu toplumun eski bir üyesi olan Ellen Olenska, yabancı kocasından ayrıldıktan sonra New York'a döndüğünde, ailesi itibarını arkasından dönen dedikodulardan korumak için etrafında toplanır. Ancak alışılmadık, yabancı yaşam tarzı ve Archer ile sözde romantik ilişkisi, toplumdaki yeni kazandığı yerini daha da tehlikeye atar. En sonunda, Ellen Olenska, New York toplumunda tatmin edici bir yaşam sürmesini imkansız kılan geleneksel tabuları açıkça kabul ettiğinde kendisini baskıcı üst sınıfın sosyal çevresinden kurtarmak için Archer ve New York’u tamamen terk etmeyi seçer. Bu makalenin amacı, Ellen Olenska'nın toplumdan dışlanmış bir birey muamelesi görmesinin ve sessizce Eski New York toplumundan sürgün edilmesinin nedenlerini araştırmaktır. Bunu yaparak, bu çalışma, Amerika’daki kadınların geleceğini gösteren, Ellen için gerçek kurtuluşun tek yolunun ataerkil toplumdan sürgün edilmesi olduğu sonucuna varmaktadır.