Deniz kuvvetleri, sadece savaş zamanında ulusal güvenliğin teşkil edilmesinde değil barış zamanında bayrak ve varlık gösterme, barışı destekleme, insani yardım ve arama-kurtarma harekâtlarının icrasıyla da ulusal çıkarların gerçekleştirilmesinde kritik rol oynamaktadır. Özellikle barış zamanında gerçekleştirdiği faaliyetler ile dış politik hedeflere hizmet eden deniz kuvvetleri, dış politikanın önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Türk Deniz Kuvvetleri, küresel siyasette Türkiye’nin rekabet gücüne önemli ölçüde katkı sunan hem sert hem de yumuşak güç araçlarından biridir. Bu çalışmanın amacı, Cumhuriyetin 100. yılında Türk Deniz Kuvvetleri’nin ne boyutta geliştiğini incelemek ve dış politikada etkili bir ulusal güç aracı olduğunu ortaya koymaktır. Bu çalışma, Türk Deniz Kuvvetleri’nin 1997’de yayınladığı ve özellikle 2000’li yılların başından itibaren hız kazanan “Açık Denizlere Doğru” stratejisi kapsamında gerçekleştirdiği modernizasyon faaliyetleri, uluslararası harekât, tatbikat ve uygulamalar ile ülke dış politikasında daha etkin rol oynadığını savunmaktadır. Küresel gelişmeler neticesinde denizlerin artan önemi, Türk Deniz Kuvvetleri’ni donanma gücünü geliştirmeye yöneltmiş bu kapsamda donanma altyapısını oluşturan araçların sayısından çok niteliği dikkate alınmıştır. Türk donanma gücü daha teknolojik, daha milli, daha yetenekli ve daha stratejik unsurlarla donatılmış, Cumhuriyetin 100. yılında daha modern bir Türk Deniz Kuvvetleri ortaya çıkmıştır.