Bu araştırmanın amacı, post-modern tüketime karşı, bireysel ya da grupsal aktivist söylemler etrafında gelişen tüketim karşıtı görüşlerle birlikte şekil alan sanat fikirleri üzerine odaklanarak, post-modern tüketime karşı sanatın yıkıcı dilini konuşan sanat formlarını tüketim karşıtı görüşler etrafında çözümlemektir. Günümüz çağdaş toplumlarında, sosyo-kültürel bir ifade biçimine dönüşen post-modern tüketim olgusu, çok uluslu şirketlerin pazarlama stratejileri üzerine kurulu sosyo-politik ideolojiler tarafından denetim altında tutulan tüketici davranışlarından meydana gelmektedir. İdeoloji yayma kanalları olan kitle iletişim araçlarının birey, kitle psikolojisi ve davranışları üzerindeki bilinçli tahakkümüyle, tüketim zorunlu bir eyleme dönüşmektedir. Tüketimi yaygınlaştıran ideolojilere, ihtiyacın dışında aşırı meta tüketilmesine karşı, genel olarak antitüketim/tüketim karşıtlığı çatısı altında toplanan görüşler, aşırı ve bilinçsiz tüketimin bireysel, toplumsal, çevresel global sonuçlarına yönelik post-modern tüketim kültürünü eleştiri altına alarak bireysel ve toplumsal bilinci harekete geçirmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda tüketim karşıtı fikirlerin vücut bulduğu, bir diğer ifade ve eylem sahasının da sanat olduğu görülmektedir.