Özet: Terminal ventrikül, konus medullariste bulunan, ependimal hücrelerle sınırlanan, santral kanalla ilişkili bir boşluktur. Literatürde sınırlı sayıda cerrahi yapılan olgu bildirilen, erişkinlerde oldukça nadir görülen bir anatomik yapıdır. Çocuklarda, beş yaşından önce gerilediği bilinen normal bir konjenital varyasyon olarak kabul edilmektedir ve hem pediatrik hem de yetişkin popülasyonda çok az sayıda semptomatik vaka rapor edilmiştir. Yetişkinlerde sıklıkla asemptomatiktir ve tesadüfen tespit edilir. Semptomlar nonspesifik bel ağrısından sfinkter fonksiyon bozukluğuna ve fokal nörolojik defisitlere kadar değişebilir. Amacımız nadir görülen bu patolojideki yönetim stratejimizi mevcut literatürle karşılaştırmalı olarak tartışmaktır. Gereç ve yöntemler: 2010-2020 yılları arasında hastaneye başvuran terminal ventrikül tanısı alan tüm erişkin hastalar (17 yaş ve üzeri) retrospektif olarak incelendi. Klinik sınıflandırma Batista'nın tanımladığı sınıflamaya göre yapıldı. Ayrıca Ganau'nun sınıflandırması da kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya 5 hasta dahil edildi. Bu hastaların çoğunluğu (n=4, %80) tanı anında semptomatik olup, en sık görülen semptom nonspesifik sırt ağrısıydı (n=3, (%60). Hiçbir hastanın kliniğinde kötüleşme olmadı, takip süresi 21,6±8,9 aydı. Sonuç: Terminal ventrikül erişkinlerde de novo olarak gelişebilen, sıklıkla kist büyüyene kadar tanı konulamayan ve geniş bir semptom yelpazesiyle ortaya çıkabilen nadir bir patolojidir. Saptandığında, gerektiğinde cerrahiyi ve uygun olduğunda konservatif bir yaklaşımı içeren dikkatli bir tedavi gerektirir.