ÖZBöbrek nakli sonrası gelişen diyabet (new-onset diabetes mellitus after transplantation, NODAT) böbrek alıcılarında yaygın olarak görülmektedir. NODAT, mikrovasküler ve kardiyovasküler hastalıklara yatkınlık kazandarak, hem greft sağkalımı azaltmakta hem de mortaliteyi artırmaktadır. Var olan ya da nakil sonrasında ortaya çıkan birçok risk faktörü ile kullanılan immünosüpresifler NODAT oluşumuyla ilişkilidir. Farklı sınıflandırma sistemleri ve tanımlamalardan dolayı böbrek nakli sonrası gelişen NODAT'ın gerçek insidansını belirlemek zordur. NODAT ve NODAT ile ilişkili faktörlerin iyi bilinmesi, yüksek riskli hastaların ayırt edilmesinde ve önleme/tedavi yaklaşımlarının belirlenmesinde klinisyenler için büyük önem taşımaktadır. NODAT riski, önleyici tedbirler alınarak ve immünosüpresif kullanımının iyi planlaması ile azaltılabilmektedir. Tanı sonrası NODAT'a yönelik özel antihiperglisemik tedavinin uygulanması, glisemik kontrol için gerekli olup nakil sonrası mortalite ve morbiditenin anlamlı ölçüde azalmasına katkı sağlamaktadır. Bu derlemede, NODAT gelişiminde rol oynayan risk faktörleri, tanı ve tedavi yaklaşımları güncel bilgiler ışığında özetlenecektir.
ANAHTAR SÖZCÜKLER: Böbrek nakli, Böbrek nakli sonrası yeni başlayan diyabet (NODAT), Diabetes mellitus, İnsülin direnci
ABSTRACTNew-onset diabetes mellitus after transplantation (NODAT) is common in kidney recipients, threatening health and longevity by predisposing to microvascular and cardiovascular disease and by reducing graft survival. Several risk factors, already present before or arising after transplantation, in particular the employed immunosuppressive regimens, have been related to the development of NODAT. The real incidence of NODAT after kidney transplantation is difficult to establish, because different classification systems and definitions have been employed over the years. Awareness of NODAT and of the NODATrelated factors is of paramount importance for the clinicians in order to individuate higher risk patients and arrange screening strategies. The risk of NODAT can be reduced by planning preventive measures and by tailoring immunosuppressive regimens according to the patient characteristics. Once NODAT has been diagnosed, the administration of specific antihyperglycemic therapy is mandatory to reach a tight glycemic control, which contributes to significantly reduce posttransplant mortality and morbidity. In this review, we summarize current knowledge on risk factors, diagnosis, treatment of NODAT.