7 Ocak 1946 tarihinde kurulan Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidarı döneminde en çok zorlayan ve kendisine karşı büyük oranda halk desteğini alan parti olarak değerlendirilmektedir. 1946’da kurulmasının ardından CHP’ye karşı etkin bir muhalefet sergileyen DP, 1946 genel seçimlerinde CHP’yi iktidardan indirebilmeyi başaramamıştır. Ancak takip eden bir diğer seçim olan 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde basının bir kısmının ve halkın büyük çoğunluğunun desteğini almayı başaran DP tek başına iktidar olmayı bilmiştir. Araştırmamızın konusunu teşkil eden İslamcı basın ise bu süreçte Menderes’e vermiş olduğu desteği ile kayıtlara geçmiştir. Ulusal basının kısmen İslamcı basının ise büyük çoğunluğunun desteğini almayı başaran DP’nin bu başarısının ardında şüphesiz ki güttüğü liberal politikalar ve din hürriyeti kapsamında vermiş olduğu beyanatlar büyük bir rol oynamıştır. CHP Dönemi’nde dini söylem ve eylemlerin laiklik kapsamında süzgeçten geçirilerek bir takım düzenlemelere tabi tutulması, gerek halk gerekse İslamcı basın nezdinde bir bıkkınlık hali yaratmıştır. Oysaki Menderes’in adeta özgürlüklerin timsali bir anlayışla Türk siyasi hayatına atılması, özellikle İslamcı basının bu yönde kendisine tam destek vermesini sağlamıştır.