Prostat Kanserinde Transüretral Rezeksiyon
GirişProstat kanseri Amerika Birleşik Devletleri'nde erkeklerde en sık görülen tümördür [1]. Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre akciğer kanserinden sonra 2. sırada gelmektedir. Günümüzde prostat spesifik antijeninin (PSA) tarama için yaygın kullanımı ile hastalık daha erken evrede yakalanabilmektedir. Prostat kanserli hastaların takibinde alt üriner sistem semptomları sıklıkla görülür. Lokal ileri prostat kanserinde hematürinin yanı sıra mesane çıkım obstrüksiyonuna bağlı olarak üriner retansiyon, mesane taşları ve hidronefroz gibi komplikasyonlar sıklıkla gelişebilir. Lokal ileri prostat kanserinde üriner retansiyon insidansı %13 ile %20 arasında bildirilmiştir [2,3]. Üriner retansiyonun görüldüğü durumlarda genellikle ilk uygulama hormon baskılama tedavisiyle birlikte hastaya bir üretral katater takılmasıdır. Hormon baskılama tedavisi alan hastalarda 1. ay sonundaki ultrasonografi ölçümleri, prostat hacminde %50'ye varan azalma olduğunu ortaya koymuştur [4]. Diğer bir çalışmada ise üriner retansiyonu olan hastalarda hormonal tedavi sonrası %68 oranında cevap elde edildiği gösterilmiştir [5]. Fakat bu çalışmada hastaların %46'sının 21 günden 60 güne kadar üretral katater ihtiyacı olduğu bildirilmiştir. Lokal ileri prostat kanseri olan hastalarda üriner retansiyonun çözümü için prostatın palyatif transüretral rezeksiyonunun (pTURP) zamanlamasının araştırıldığı bir çalışmada, hastalar orşiektomi+pTURP veya yalnızca orşiektomi olarak iki kola randomize edilmişlerdir. Bu çalışmanın sonucunda yazarlar başlangıçta pTURP yapmanın ek bir faydası olmadığını, hormon tedavisi başlanmasından 2 ay sonra şikayetleri devam eden hastalar için saklanması gerektiğini bildirmişlerdir [6]. Hormon baskılama tedavisine rağmen sebat eden üriner retansiyonun tedavisinde hastayı daimi kataterlerin zararlı etkilerinden korumak için cerrahiye uygun hastalarda pTURP ideal bir seçenektir. pTURP'de benign prostat hiperplazisi için yapılan Kitap B ö l ü mü