Bu çalışmada hastanemizde diyabet tanısı ile yatırılarak tedavi edilmiş hastalarda tedavi uyumu ve yaşam kalitesini SF-36 ölçeği ile değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: Hastanemiz iç hastalıkları servisinde yatarak tedavi gören 133 tip 2 diyabet hastasının tedavi uyumu ve sosyokültürel faktörleri değerlendirildi. Çalışmaya katılan 133 hastanın %41.4'ü (n=55) erkek, %58.6'sı (n=78) kadındı. Hastaları yaş gruplarına göre sınıflandırdığımızda ise %29'u 46-55 yaş aralığında, %53.4'ü ise 56 yaş ve üzerindeydi. Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların %38.2'si (n=50) hiç okuma yazma bilmemekte, %49.6'sı (n=65) ilkokul mezunu, %3.6'sı (n=5) hasta ünevirsite mezunu idi. Hastaların tanı aldıkları süre göz önüne alındığında ise %48.8'i (n=65) son beş yıldır diyabet tanılı, %24'ü (n=32) ise 11 yıl ve üzeri zamandır diyabet tanılı bulundu. Hastaların tedavi şekilleri dikkate alındığında ise %48'inin (n=64) sadece oral antidiyabetik (OAD) kullandığını, %27'sinin (n=36) sadece insülin tedavisi aldığını, %25'inin (n=23) ise insülin ve OAD beraber kullandığını gördük. Diyabet yaşı beş yıl ve altında olanların yaşam kalitesi ölçek sonucu altı yıl ve üzeri olanlardan anlamlı olarak daha iyiydi (p=0.001). Hastaların eğitim durumlarına göre ise ilkokul ve üstü eğitim düzeyine sahip hastaların yaşam kalite ölçeği sonucu okuryazar olmayanlara oranla daha iyi bulundu (p=0.02). Eğitim durumu incelenirken aynı anlamlı ilişki ilkokul ve altı eğitim durumu ile lise ve üstü kıyaslandığında tespit edilmedi (p=0.98). Tedavi şekillerine göre hastalar değerlendirildiğinde yaşam kalite ölçeği sonucu ile alınan tedavi şekli farklı bulunmadı (p=0.13). Hastalar tedavi gördükleri sağlık kurumuna göre değerlendirildiğinde de tedavi aldıkları sağlık kurumu ile yaşam kalitesi ölçeği arasında ilişki bulunmadı (p>0.05). Sonuç: Hastaların diyabet yaşı ilerledikçe yaşam kalitesi bozulmakta, okuma yazma bilmeyen diyabetik hastalarda yaşam kalitesi bilenlere göre daha kötü tespit edilmektedir. Fakat ilkokul mezunları ile üstü eğitim seviyesindeki hastalar iyilik ölçeği sonucu ile kıyaslandığında istatiksel anlamlı farklılık yoktur. Hastaların aldığı tedavi şekli de yaşam kalitesi ile ilişkili bulunmamıştır.