Avrupa tarihinde görülen savaş ve barış arasındaki döngü, siyasal gerçekliğin beraberinde getirdiği düşünce yapısını ve eylemleri, Avrupalı devletler için geri döndürülemez bir biçimde pekiştirmiştir. Avrupa Birliği modeli, bahsi geçen siyasal gerçeklik anlayışına karşı çıkarak üye olan devletler arasında barışı mümkün kılmış ve bir güvenlik sistemi olarak işlevini yerine getirerek başarılı olmuştur. Ancak Avrupa Birliği üyesi ülkeler, aynı başarıyı uluslarüstü bir Avrupa Savunma Topluluğu’nun veya bir Avrupa ordusunun kurulması noktasında gösterememiştir. Bu başarısızlığa ilişkin olarak makale Soğuk Savaş sırasında bir Avrupa ordusu fikrinin başarısızlığa uğramasına neden olan ana sorunların, Soğuk Savaş sonrası dönemde de göreli olarak değişmediği iddiasındadır. Bu iddianın açıklanabilmesi için makalede öncelikle Avrupa ordusu fikrinin düşünsel olarak ortaya çıkışı, II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa’nın yüzleştiği ortak tehdit temelinde incelenecektir. Ayrıca Avrupa ordusu fikrinin uygulanmasında karşılaşılan temel zorluklar ve burada yaşanan gelişmeler, özellikle Fransa’nın sorunlu tutumu temelinde ele alınacaktır. Akabinde hem Soğuk Savaş dönemi hem de Soğuk Savaş sonrası dönemde otonom ve işlevsel bir Avrupa ordusu niçin kurulamadı ve AB üyesi ülkeler gerçekten bir Avrupa ordusu kurmak istiyorlar mı? sorularına Avrupa bütünleşmesi, güvenlik, askerî konular, dış ilişkiler ve egemenlik özelinde çok yönlü olarak yanıt aranacaktır. Son olarak tarihsel süreçten elde edilen derslerin yanında Avrupa Birliği’nin ABD ve NATO ile ilişkileri, Brexit ve uluslararası ilişkilerde yaşanan güncel gelişmeler dikkate alınarak Avrupa ordusu ile ilgili bir gelecek öngörüsünde bulunulacaktır.