Koroner baypas cerrahisi sonrası atriyal fibrilasyonu öngörmede interatriyal ileti süresi ve P dalga dispersiyonunun değeriValue of interatrial conduction time and P wave dispersion in the prediction of atrial fibrillation following coronary bypass surgery
Özgün Araşt›rma Original Investigation 495Yaz›şma Adresi/Address
GirişAtriyal fibrilasyon (AF) kardiyak cerrahi sonrası görülen aritmik komplikasyonların başında gelir. Operasyon öncesi alınan tüm önlemlere ve gelişen cerrahi tekniklere rağmen halen %20 ile %40 gibi yüksek oranlarda görülmektedir (1). Postoperatif AF gelişimi ile ilgili birçok risk faktörü ve prediktör belirlenmiştir. Önceden var olan AF öyküsü, ileri yaş, yapısal kalp hastalıkları gibi cerrahi ile ilişkisiz AF oluşumunda da etkili faktörlerin yanın-da, beta-blokerlerin kesilmesi, uzamış operasyon ve kardiyopulmoner baypas (KPB), sağ koroner arter tutulumu, intraaortik balon pompası (İABP) kullanımı gibi cerrahi ile ilişkili faktörler bunlardan bazılarıdır (2, 3).Atriyal ileti ve refrakterlik özelliklerindeki değişimlerin AF oluşumu ile ilişkili olduğu gösterilmiştir (4, 5). Atriyumlarda heterojen elektriksel iletim ve heterojen refrakterliğin göstergesi olan ve en uzun ile en kısa P dalga süreleri arasındaki fark olarak tanımlanan P dalga dispersiyonunun (PDD) değişik hasta popü-lasyonlarında gerek AF oluşumunu gerekse de kardiyoversiyon sonrasında AF rekürrensini öngörmede kullanılabileceğine dair yayınlar vardır (4, 6, 7). Öte yandan PDD'nin hesaplanmasında kullanılan en uzun P dalga süresinin bozulmuş interatriyal ileti ile ilişkili olduğu bilinmektedir (6). Paroksismal AF'li hastalarda bozulmuş interatriyal ileti ve uzamış interatriyal ileti süresi gös-terilmiş olmakla birlikte bu parametrenin değişik hasta popülas-yonlarında AF gelişimini öngörücü gücü konusunda yeterli bilgi yoktur (5, 8). Bu nedenle bu çalışmada, daha önce paroksismal AF gelişimini öngördüğü çeşitli çalışmalarla gösterilen ikincil değişken PDD'ye ilave olarak PDD'nin oluşumuna katkıda bulunan ve üzerinde yeterince çalışılmamış olan birincil değişken İAİS ile koroner arter baypas cerrahisi (KABC) sonrası AF gelişi-mi arasındaki ilişki araştırılmıştır.
Yöntemler Hasta popülasyonuHastanemize elektif KABC için yatan ve sinüs ritminde olan 81 hasta bu prospektif, gözlemsel çalışmaya alındı. Atriyal fibrilasyon öyküsü, ileti sistemi hastalığı, ritim üzerine etkili endokrin hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, orta-ciddi kapak hastalığı ve ciddi hipertrofi gibi ek yapısal kalp hastalığı olan, ejeksiyon fraksiyonu %55' in altında, elektrolit dengesizliği olan, beta-bloker dışı antiaritmik ilaç kullanan, KABC dışı ek bir cerrahi uygulanacak olan ve acil operasyona alınan hastalar çalışmaya alınmadı. Olguların preoperatif dönemde kullanmakta oldukları statin, beta-bloker ve anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü / anjiyotensin reseptör blokeri (ACEİ/ARB) gibi ilaçlar postoperatif dönemde de hastanın durumuna uygun şekilde devam edildi. Sinüs ritminde cerrahiye alınan bir olguda hastanede yatış döneminde saptanan, süreden bağ...