Ö ÖZ ZE ET T Türkiye'de Mart 2011 tarihinde, Suriye iç savaşının patlak vermesi ile ülkeye geçici sığınma statü-sünde giriş yapan Suriye vatandaşlarının ülkeye eğitim, sağlık, hastalık gibi kavramlara farklı boyut kazandırdığı bilinmektedir. Özellikle geleceğin mirası olan çocukların bu süreçte karşılaşacakları güçlüklerin tanımlanıp yorumlanması önem kazanmıştır. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği raporuna göre, %98 oranında psikososyal iyilik hâli kötüye gitmiş çocuklarda görülen tepkiler ağlama, çığlık, uyku düzeninde bozulma, mutsuzluk ve gece altına ıslatma şeklinde tanımlanmıştır. Savaşın neden olduğu kayıplarda ço-cuklar büyük oranda kimsesiz kalmış, cinsel istismara uğramış, işçi olarak çalışmak zorunda kalmışlardır. Yapılan bir çalışmada, milyonlarca çocuğun modern savaşların hedefinde olduğu, savaş mağduru çocuk-lar için birçok dokümanın yayımlandığı, ancak özellikli grup olan 0-6 yaş çocuklara odaklanılması gerekliliği vurgulanmıştır. Çocuk Koruma Kanunu hükmünce yürütülen çocuk yasaları, Suriyeli mülteci çocuklarına Türk vatandaşı çocuklarla eşit yaklaşım sergilenmesi anlamına geldiğinden dikkat çekicidir. Türkiye'nin pek çok yerinde, özellikle sivil toplum kuruluşlarında çocuklar için destek programları, yaşadıkları travmaları atlatabilmeleri için Türk çocuklar ile birlikte geziler, kurslar ve atölye çalışmaları, psikolojik destek ve topluma uyum çalışmaları yapılmıştır. Travmatik savaş yaralısı olan çocuklarla en fazla vakit geçiren ve ilgilenen başta hemşireler olmak üzere bu alanda problemlerin saptanması ve çözüm önerilerinin getirilmesi için yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır. Hiç şüphesiz hastanelerde uygulanan tıp dışı uygulamaların bu çocukların sosyal hayata uyumunu kolaylaştırdığı bilinmektedir. Bu çalışmada, savaşın çocuklar üzerindeki etkileri açıklanmak istenmiş; sağlık çalışanlarından hemşirelerin, savaş dö-nemlerinde çocukların sağlıklarını korumak ve geliştirmek adına fiziksel, psikolojik, sosyolojik, emosyonel, bilişsel olarak bütüncül bir yaklaşım benimsemeleri gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, bu konu üzerinde akademik çalışmalara ihtiyaç olduğu belirtilmektedir.