Bu çalışmanın amacı doğum sonu dönemde annelerin yaşadığı stresin emzirme öz-yeterliliğe etkisini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırma analitik ve kesitsel tiptedir. Araştırmanın verileri bir devlet hastanesinin çocuk polikliniklerinde Doğum Sonu Stres Ölçeği (DSSÖ), Emzirme Öz-yeterlilik Ölçeği (EÖÖ) ve araştırmacılar tarafından hazırlanan Katılımcı Bilgi Formu kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışma 148 anne ile tamamlanmıştır. Katılımcıların Doğum Sonu Stres Ölçeği puan ortalamaları 21-34 yaş aralığında, üniversite mezunu olan, çalışıp şuan ücretsiz izinde olan, gelir düzeyi iyi olan, çekirdek ailede yaşayan, eşi üniversite mezunu olan ve eşi çalışmayan kadınlarda daha yüksektir. Emzirme Öz-yeterlilik Ölçeği puan ortalamalarına bakıldığında ise primigravidalarda, abortusu olanlarda ve 3 ve üzeri yaşayan çocuğu olan, gebeliği planlı olmayanlarda, normal doğum yapanlarda, bebeği 36 hafta ve altında doğan kadınlarda daha yüksek saptanmıştır (p<0,05). Çalışmada gebelerin Doğum Sonu Stres Ölçeği puan ortalamalarının 18,33±5,92 ve Emzirme Öz-yeterlilik Ölçeği puan ortalamalarının 54,56±11,20 olduğu belirlenmiştir. Kadınların Doğum Sonu Stres Ölçeği ve Emzirme Öz-yeterlilik Ölçeği puanları arasında negatif yönde zayıf bir ilişki bulunmuştur (r= -0,225; p= 0,006). Sonuç: Çalışmada normal doğum yapan, doğum sonu stres düzeyi az olan annelerin emzirme öz-yeterlilik puanı daha yüksek bulunmuştur. Sağlıklı ve yeterli bir emzirme süreci için annelerin stres düzeyinin belirlenmesi, strese müdahale edilmesi ve normal doğuma özendirilmesi önerilmektedir.