Bu çalışma gebelikte yaşanan aile içi şiddetin doğasını incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Nitel araştırma yönteminin fenomenoloji deseninde yapılan bu çalışma 15 Eylül 2017 ve 30 Aralık 2017 tarihleri arasında gebelik süresince aile içi şiddetin herhangi bir türüne maruz kalan 16 kadın ile gerçekleştirilmiştir. Veriler sosyo-demografik veri formu ve yarı yapılandırılmış görüşme formu ile derinlemesine görüşme yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Veriler içerik analizi kullanılarak analiz edilmiş, yorumlar betimsel olarak ifade edilmiştir. Bulgular: Gebelikte aile içi şiddetin ortaya çıkış nedenleri arasında, alkol ve madde kullanımı, işsizlik, erkek egemenliği, kadınlık ile ilgili nedenler, gebeliğin fizyolojik ve psikolojik etkilerinin yer aldığı görülmüştür. Gebe kadınlar maruz kaldıkları şiddet karşısında korku, yalnızlık, öfke ve utanç yaşadıkları, gebelerin problemle yüzleşme, kaçınma, aile desteği, boyun eğme, normalleştirme, kadercilik ve dinsel yaklaşım gibi hem problem odaklı hem de duygusal odaklı baş etme stratejilerini kullandıkları belirlenmiştir. Gebe kadınların bir kısmının çeşitli nedenlerden dolayı bireysel/kurumsal destek arayışında bulunmadıkları belirlenmiştir. Sonuç: Gebelik döneminde yaşanan şiddetin tespit edilmesi, gebelerin şiddete uğradıkları dönemde yaşadıkları duyguları yönetmesinde, şiddetle başa çıkma mekanizmalarını ve yasal haklarını kullanmalarında oldukça önemlidir. Bu nedenle, ebe/hemşireler istismara uğrama riski olan gebe kadınların randevularına düzensiz gelmesi, anksiyete, depresyon, yaralanma öyküsü gibi şiddetle ilişkilendirilebilecek belirti ve bulguları dikkatlice gözlemlemelidir. Böylece doğru ve zamanında tanılama ile şiddete erken dönemde müdahale edilmesi sağlanarak anne ve fetüs sağlığı için tehdit oluşturabilecek olumsuz durumların önüne geçilmesi sağlanmış olacaktır.