Mirasın paylaşılması kadar yoğun karşılaşılmasa da terekenin tamamının veya malvarlığı değerlerinin bazılarının paylı hak sahipliğine dönüştürülmesi yargı kararlarına sıklıkla konu olan bir miras ortaklığı sona erme sebebidir. Birlikte hak sahipliğinin dönüştürülmesine taraflar yapacakları bir sözleşme yoluyla karar verebilecekleri gibi -kaynak İsviçre Medenî Kanunu’ndan farklı olarak- dava yoluyla da bu sona ermeyi sağlayabilirler. Bu çalışmanın konusu, esasen hem mirasçıların yapacakları bir sözleşme yoluyla hem de TMK m. 644 uyarınca mirasçılardan birinin bu yönde açacağı dava yoluyla terekenin tamamını veya bir kısmını paylı hak sahipliğine dönüştürülmesidir. Elbirliği ortaklığının sona ermesine ilişkin genel ilkelerin açıklanmasından sonra ilk olarak paylı hak sahipliğine dönüştürme sözleşmesi ele alınacaktır. Bu hukuki işlemin şekli ve içeriği, hem kuramsal hem de uygulama bakımından oldukça önem taşımaktadır. Özellikle paylı hak sahipliğine dönüştürmenin mirasın paylaşılması ile özdeş olup olmadığı bağlamında geçerlilik şekline tabi olup olmadığı ve sözleşme serbestisi uyarınca hangi paylı hak sahipliğine dönüştürme kurgularının ortaya çıkabileceğinin incelendiği bu bölümden sonra TMK m. 644 uyarınca terekenin tamamının veya bir kısmının dava yoluyla paylı hak sahipliğine dönüştürülmesi ele alınacaktır. Bu davanın şartları ile kararın içeriği ve etkisine yönelik yüksek mahkeme kararlarının detaylı şekilde incelendiği bu bölümde miras ortaklığının diğer sona erme sebebi mirasın paylaşılması ile de yer yer bağlantı kurulacaktır. Son olarak da Kadastro Kanunu’nun Ek 3. maddesi uyarınca idari işlem yoluyla terekedeki taşınmazlar üzerindeki elbirliği hak sahipliğinin paylı hak sahipliğine dönüştürülmesi, hükmün isabeti de tartışılarak, değerlendirilecektir.