<p><strong>Abstract</strong></p><p>The object of this study is to assess the interdisciplinary teaching approach in social studies education, based on the historical development in Turkey. In the study, the curriculum programs of the Republican period, the national education council decisions and the related <em>tebligler</em> journals were examined with document analysis method. The study is carried out according to qualitative research techniques. The obtained documents were subjected to content analysis. Findings based on descriptive analysis technique were discussed with local and foreign literature and specific evaluations were made and some suggestions related to social studies programs were put forward. Social studies classes in primary schools in Turkey in 1962 as the first "Society and Country Studies" are combined in a course titled. In 1968, the name "Social Studies" was adopted for this course. In middle schools, this combination was realized in 1971. In 1985, the Social Studies course was removed from the middle school and replaced by <em>National History</em>, <em>National Geography,</em> and <em>Citizenship </em>courses. In 1998, these lessons were combined as Social Studies, covering the 4th to 7th-grade classes. In 2005, a constructivist approach was adopted and a new social studies program was announced. However, it is observed that the subjects of different disciplines cannot be adequately related to each other in the course programs until 2005 and an interdisciplinary approach cannot be implemented sufficiently. For the first time in social studies program updated in 2018, all areas of social sciences such as history, geography, law, economics, sociology, anthropology, political science, ethnography, archeology, and psychology could be handled with an interdisciplinary approach. It is suggested that the interdisciplinary approach in the future curriculum should be determined by identifying the current problems of society.</p><p><strong>Öz</strong></p><p>Bu araştırmanın amacı Türkiye’de sosyal bilgiler eğitiminde disiplinlerarası öğretim yaklaşımını tarihsel bir bakış açısı ile değerlendirmektir. Araştırmada cumhuriyet dönemindeki öğretim programları, millî eğitim şura kararları ve ilgili tebliğler dergileri doküman analizi yöntemi ile incelenmiştir. Araştırma problemine yanıt bulmak için amaca yönelik doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular ilgili literatür ışığında tartışılarak güncel öğretim programlarına ilişkin bazı öneriler geliştirilmiştir. Türkiye’de ilkokul düzeyinde ilk disiplinlerarası müfredat girişimi 1962 yılında tarih, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi derslerinin Toplum ve Ülke İncelemeleri adlı bir ders ile birleştirilmesi ile başlamıştır. 1968 yılında bu dersin adı Sosyal Bilgiler olarak değiştirilmiştir. Ortaokullarda ise bu birleştirme 1971 programı ile gerçekleştirilmiştir. 1985 yılında ortaokul düzeyinde sosyal bilgiler dersi programdan kaldırılmış, yerine Millî Tarih, Millî Coğrafya ve Vatandaşlık Bilgisi dersleri getirilmiştir. 1998 yılında Sosyal Bilgiler dersleri programa tekrar konulmuş ve 4. Sınıftan başlayarak 7. Sınıf dahil öğretim kademelerinde okutulmuştur. 2005 yılında ise yapılandırmacılığın etkisiyle ilkokuldan üniversiteye kadar tüm programlarda bir güncelleme faaliyeti başlamış ve bu kapsamda Sosyal Bilgiler öğretim programı da yenilenmiştir. Bu süreç aynı zamanda disiplinler arası öğretim açısından bir dönüm noktası olmuştur. 2005 yılı öncesindeki öğretim programlarında da disiplinler arası öğretime zaman zaman kuvvetli vurgu yapılmış olmasına rağmen gerek program geliştirme sürecinde gerekse uygulamada disipliner yaklaşımın çok daha baskın olduğu görülmektedir. 2005 yılı itibariyle öğretim programlarında ünite ve konu bazlı program yaklaşımı yerine öğrenme alanı ve kazanım ekseninde öğretim programları ele alınmış ve disiplinler arası bir yaklaşım ile programlar hazırlanmıştır. Hali hazırda Türkiye’deki güncel sosyal bilgiler programlarında Tarih, Coğrafya, Sosyoloji, Ekonomi, Hukuk, Etnografya, Arkeoloji, Psikoloji ve Siyaset Bilimi gibi sosyal bilimlerin çok farklı alanlarından elde edilen bilgiler disiplinler arası, bütünleşik bir yaklaşımla ele alınmıştır. Ancak disiplinler arası öğretiminin sürdürülebilmesi için ülkenin toplumsal sorunlarının belirlenmesi, bu sorunların bir öncelik sırasına konulması, toplumun tüm kesimleri ile tartışılması ve de en önemlisi program geliştirme sürecine imkânlar çerçevesince tüm paydaşlarının dâhil edilmesi gerekir.</p>