Optical model analyses of the 16 O+ 12 C elastic scattering at the incident energies E LAB =62, 75, 80, 94.8, 100, 115.9 and 124 MeV were performed by using different phenomenological potential forms. Possible complex nuclear potential forms, which would provide a certain degree of agreement between the experimental data and the theoretical calculations, were examined in the construction of the optical potential. The structure of the considered nuclear potentials consisted of a deep, attractive, WS2 (Woods-Saxon square) type real part and relatively shallow, absorptive imaginary parts. The imaginary potential shapes investigated in this study were chosen in four different forms; WS V (Woods-Saxon volume), WS2 V , WS V + WSD S (Woods-Saxon Differential surface) and WS2 V +WSD S . It was found that, the analyses with the potentials having WS V +WSD S type and WS2 V +WSD S type imaginary parts produced similar results that explained the differential cross-section measurements of the 16 O+ 12 C system better than the other phenomenological potential forms. The agreement between the theoretical analyses and the experimental data was determined by using usual χ 2 criterion. Özet: 16 O+ 12 C esnek saçılmasının optik model analizleri, farklı fenomenolojik potansiyel formları kullanılarak E LAB =62, 75, 80, 94.8, 100, 115.9 ve 124 MeV gelme enerjileri için çalışıldı. Optik potansiyelin inşasında, deneysel veriler ile teorik hesaplamalar arasında belirli bir düzeyde uyum sağlanmasına imkân verebilecek karmaşık nükleer potansiyel formları denendi. Ġlgili nükleer potansiyellerin yapısı; derin, çekici, WS2 (Woods-Saxon kare) formunda gerçel bir kısım ile nispeten sığ, soğurucu sanal kısımlardan oluşturuldu. Bu çalışmada araştırılan sanal potansiyeller; WS H (Woods-Saxon hacim), WS2 H , WS H + WSD Y (Woods-Saxon Diferansiyel yüzey) ve WS2 H +WSD Y olmak üzere 4 farklı formda seçildi. WS H +WSD Y tipi ve WS2 H +WSD Y tipindeki sanal potansiyeller kullanılarak yapılan analizlerin benzer sonuçlar ürettiği ve 16 O+ 12 C sistemine ait tesir-kesiti ölçümlerini açıklamada, diğer fenomenolojik potansiyel formlarına göre daha başarılı olduğu bulundu. Teorik analizler ile deneysel veriler arasındaki uyum χ 2 hata hesabı ile belirlendi.