GirişG örüntüleme yöntemlerindeki teknolojik gelişmelere paralel olarak küçük renal kitlelerin tanısında artış izlenmiştir. Küçük renal kitlelerin tedavi yaklaşımları arasın-da aktif izlem, parsiyel/radikal nefrektomi veya ablatif tedaviler bulunmaktadır. Tedavinin temel hedefi iyi bir onkolojik ve renal fonksiyonel sonuç ile fazla tedavinin getireceği morbiditeden uzak durmak olmalıdır. Bu derlemede küçük renal kitlelerde biyopsi ve izlemin yeri detaylandırılacaktır.
Biyopsi ve İzlemAksiyel görüntüleme yöntemleri ile ölçülen ve 4 cm ve daha küçük kitlelere (cT1a) küçük renal kitleler denilmektedir. Küçük renal kitlelere tanı sonrası hemen cerrahi uygulanması hastalığın seyri hakkında yeterli bilgiye ulaşmamızı sağlamıştır. Frank ve ark.'larının 2003 yılında yayınladıkları çalışmada 4 cm'ye kadar olan kitlelerde cerrahi sonrası 221 (%23) hastada benign lezyon tespit etmişlerdir (1). Thompson ve ark'ları 2009 yılında yayımladıkları çalışmalarında 4 cm ve daha küçük boyutlu kitlelerde metastaz riskini %2 olarak bildirmişlerdir (2). Küçük renal kitlelerde aktif izlemin kansere özgü sağkalımı ve genel sağkalımı olumsuz yönde etkilemediğini bildiren çalışmalar literatürde yer almaktadır (3,4).Avrupa Üroloji Derneği 2016 yılı Böbrek Kanseri Kılavuzu renal kitle biyopsisini ablatif tedavi ve sistemik tedavi öncesi veya aktif izlem yapılması planlanan hastalarda önermekte-dir (öneri derecesi: C) (5). Bu konudaki çalışmaların birisinde Richard ve ark.'ları 509 hastanın dahil edildiği çalışmaların-da, böbrek biyopsisi ile %4.7 oranında perirenal hematom, %2.4 oranında ko-aksiyel hattında venöz kanama ve %1 oranında kendi-kendine sınırlanan gros hematüri bildirmişlerdir. Perirenal hematomu olan 1 hastaya selektif anjioembolizasyon yapılmıştır. Yine aynı çalışmada 131 hastada (%26) benign patoloji tespit edilmiştir (6). Hu ve ark.'larının 301 perkütan renal biyopsi sonuçlarını yayınladıkları çalış-malarında ise; benzer şekilde %23 hastada benign patoloji tespit edilmiştir (7). Bu çalışmada tanı koyduruculuk oranı %89 ve renal hücreli karsinom (RCC) alt tipini doğru belirleme oranı ise %93 olarak bildirilmiştir. Radikal nefrektomi sonrası 55 hastanın tamamında RCC tanısı %100 doğrulukla teyit edilirken, yalnızca 4 hastada RCC alt tipi doğru tespit edilememiştir. Sonuç olarak renal biyopsinin kesin tanı koyduruculuğunun yanında tedavi kararında da önemli rol oynayabileceği belirtilmiştir.Bunların yanında, Marconi ve ark'larının yayımladıkları ve perkütan kor biyopsi ve ince iğne aspirasyon biyopsisini karşılaştırdıkları meta-analizde 57 çalışmada toplam 5.228 hasta incelenmiştir (8). Buna göre, böbrek biyopsisi ile %92 hastada tanı konulabilmektedir. Her iki yöntemin özgül-lük ve duyarlılık oranları sırasıyla perkütan kor biyopsi için %99.7 ve %99.1 iken ince iğne aspirasyon biyopsi için %89.8 ve %93.2 olarak bildirilmiştir. Meta-analize alınan tüm çalışmalar gözden geçirildiğinde yalnıza 3 hastada Clavien ≥2 komplikasyon bildirilmiştir. Sonuç olarak bu çalışmada renal kitle biyopsinin deneyimli merkezlerde yüksek tanısal değ...