“…"Uzaktan çalışma" kavramı kişisel bilgisayarlar ve internet altyapısının genişlemesiyle birlikte 1970'li ve 1990'li yıllarda yaygınlaşarak son kırk yılda ev alanımıza yayılım sergiledi (Hayes ve diğerleri, 2020, s.6). Organizasyonların da insan kaynakları düzenlemelerinin içerisinde esnek çalışma uygulamalarını iş gücü piyasasındaki çekiciliği artırma, kaliteli personeli işe alabilme ve elde tutmalarına, çalışan bağlılığını artırma, giderleri azaltma, yaşam kalitesini artırma, zaman avantajı gibi hem çalışan hem de örgüt bazlı avantajlar sağlarken (Croucher ve Kelliher, 2005, ss.1-15;Bell, 2012, ss.4-6;Chiru, 2017, ss.222-229); diğer taraftan çalışanlar ile yönetici arasında iletişim kalitesinin düşmesi, uzaktan çalışmayı yönetmede yaşanan zorluklar, takım içerisinde yaratıcı fikir üretiminde azalma ve organizasyon ile uzun vadeli ilişkilerin sekteye uğraması gibi negatif sonuçları da bulunmaktadır (Chiru, 2017, s.224;McAlpine, 2018). Uzaktan çalışan sayısındaki artışa ilişkin tahminler, 2012 yılına kadar dünya çapında 1,2 trilyon uzaktan çalışan olacağını öngörürken (Twentyman, 2010), Nilles (2007) ise Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri genelinde 144 milyon uzaktan çalışan olacağını öngörmektedir (Grant ve diğerleri, 2013, s.528).…”