Search citation statements
Paper Sections
Citation Types
Year Published
Publication Types
Relationship
Authors
Journals
Osmanlı Devleti’nde yüzyıllarca Müslim ve gayr-i Müslim grupların anadilleri dışında konuştuğu ve yazdığı ama hepsinin ötesinde devletin resmî yazışmalarında kullandığı Türk dili, klasik dönemden itibaren Osmanlı okullarında ve bilhassa Müslümanların devam ettiği eğitim kurumlarında öğretilmekteydi. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türkçe’nin öğretiminde formel ve müfredat temelli bir sisteme geçildi. Bu durumda, eğitimi sistemli ve kurumsal bir çatı altına almaya çalışan Maarif Nezareti ve ona bağlı çalışan müesseseler önemli bir pay sahibiydi. Maarif Nezareti’nin tesisiyle eğitimde branşlaşma ve okullaşmanın yaygınlaştırılması ve yetersiz görülen tüm eğitim-öğretim bileşenlerinin de ıslahı gündeme geldi. Bu çalışma, Kanun-ı Esasi’nin ilanı ile beraber devletin resmî dili ilan edilen Türkçe’nin; modernleşen Müslüman ve gayr-i Müslim Osmanlı okullarındaki öğretimi, alanda nasıl öğretmen yetiştirildiği, öğretmenlerin istihdamı, dersin müfredatı ve materyalleri ile öğretimi esnasında düzenli olarak yapılmaya çalışılan teftişlerin ilgili hususlar kapsamındaki pratiklerini ele almaktadır. Çalışmanın kaynakları, başta Osmanlı arşiv belgeleri olmak üzere, dönemin müfredat ve nizamnameleriyle alanda yapılan çalışmalardan oluşmaktadır.
Dünyanın en eski dillerinden biri olan Türkçenin öğretim tarihi, tespit edildiği kadarıyla oldukça yenidir. Yaklaşık iki asır öncesine kadar Türk çocuklarının aileden veya çevreden öğrendikleri düzeyde Türkçe okuma, konuşma ve dil bilgisi becerisine sahip olduğu görülmektedir. Türkçe öğretimi alanında 1850’li yıllara kadar yazılan eserlere bakıldığı zaman bu eserlerin büyük ölçüde yabancılara Türkçe öğretmek amacıyla kaleme alındığı görülmektedir. Sultan II. Mahmut’un 1824 senesinde çıkardığı ve ilköğretimi zorunlu hâle getiren fermanında okuma yazma konusuna yer verilmiştir. Sultan Abdülmecit döneminde (1847) çıkan “Etfalin Talim ve Tedris ve Terbiyelerini Ne Veçhile İcra Eylemleri Lazım Geleceğine Dair Sıbyan Mekatibi Haceleri Efendilere İta Olunacak Talimat" başlığını taşıyan belgede Sıbyan mekteplerinde okutulan dersler içinde Türkçe Lügat, Yazı ve Türkçe Tecvid yer almaktadır. Yine Sultan Abdülmecit’in izniyle açılan akademinin ilk çalışmaları, Türkçe bir gramer kitabının hazırlanıp basılması, herkesin anlayabileceği bir dil ile Türk tarihinin yazılması ve Türkçe bir sözlüğün hazırlanması olmuştur. Bu bağlamda Nuhbetü‟l-Etfâl, ilk okuma ve yazma öğretimi alanında orijinal bir yere sahiptir. Mekteb-i Tıbbiye doktorlarından Mehmet Rüştü Bey tarafından hazırlanan ve Mehmet Rasih Efendi tarafından yazılan eser ilk Türkçe alfabe kitabıdır (Gürel ve Aksoy,- 2008). Öte yandan Türkçe öğretecek hocaların elinde bu alanla ilgili yeterli kaynağın olmayışı Selim Sabit Efendi’nin kaleme aldığı “Rehnümâ-yı Muallimin” (1870) adlı eseri değerli hâle getirmiştir. Bu kitap, hem Türkçe öğretimi hem de zamanın ilkokul öğretmenlerine çeşitli yol gösterici bilgiler vermesi ve ders araç - gereçlerinden nasıl yararlanılacağını anlatması bakımından önemlidir. Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkmasıyla anayasayı (Kanun-ı Esasi) teşkil etme çalışmalarının başlaması dil sorununun, bir kez daha resmî çevrelerce tartışılmasını sağlamıştır. Bu kez devlete parlamenter bir biçim vermek, ırk ve mezhep farkı gözetilmeksizin bir Osmanlı ulusu meydana getirmek amaçlanmıştır. 1876 yılında 117 üyeden oluşan Osmanlı Mebusan Meclisi’nde 69 Müslüman, 46 gayrimüslim bulunmaktadır. Yine bu mecliste din olarak, Hristiyan, Musevi; etnik grup olarak Türk, Rum, Kürt, Ermeni, Yahudi, Arap, Boşnak, Arnavut gibi çok sayıda ırktan mebus yer almaktadır. Farklı bölgelerden gelen mebusların hangi dili konuşacakları, hangi dille kanun çıkaracakları, cevabı merak edilen sorular arasındadır. Anayasanın 18. maddesinde, Osmanlı Devleti’nin resmî dilinin Türkçe olduğu ve devlet hizmetine girecekler için bu dilin bilinmesi gerektiğine dair hüküm (1876), Tanzimat döneminden önce ve Tanzimat döneminde Sarayın ve aydınların dil üzerine yapmaya çalıştıkları bazı reformlara resmiyet kazandırmıştır. Sultan II. Abdülhamid’in devletin resmî dilini Türkçe yapması Türkçe öğretimi sürecinin seyrini değiştirmiştir. Türkçenin resmî dil kabul edilmesi, Türkçe ile ilgili gramer kitaplarının sayısının artması ve okullarda Türkçenin müfredatta yerini alması hem Türklerin kendi ana dillerini öğrenmesini hem de yabancıların Türkçeyi önemsemesini sağlamıştır. Bu çalışmada, Sultan II. Abdülhamid döneminde Türk çocuklarına Türkçe öğretimi konusu ele alınmıştır. Çalışmanın kapsamı dolayısıyla azınlık okullarındaki Türkçe öğretimi çalışmaları ile yabancıların kendi toplumlarına Türkçe öğretme faaliyetlerine yer verilmemiştir. 1876-1909 yılları arasını kapsayan süreçte ana dili olarak Türkçe öğretimi alanında yaşanan gelişmeler ve kaydedilen ilerlemeler incelenmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.