Bu çalışmanın iki ana hedefi bulunmaktadır. İlk olarak refah devletinin temel yapısı ve bu yapının toplumsal bağlamda nasıl sonuçlar doğurduğu incelenecektir. Bu analizden sonra ikinci olarak, özgürleştirme (emancipation) ve güçlendirme (empowerment) kavramları bağlamında refah devletinin İslam ekonomisi açısından eleştirel bir analizi yapılacaktır. Bu bağlamda, bireylerin iyi vatandaşlar olmasını sağlayan iki temel noktaya değinilecektir. İlki, refah devletlerinin yeniden dağıtım mekanizmasını merkezden kontrol etmesi sayesinde, refahın kimlere ve nasıl ulaştırılacağını belirleyebilmesidir. İkinci olarak, refahtan payını alma motivasyonunun yanı sıra, refah devletinin ücretsiz olarak sunduğu eğitim imkanlarıdır, yani okul kurumu sayesinde bireylerin küçük yaştan itibaren iyi bir vatandaş olmak üzere yetişmesi ve iyi bir vatandaş olmanın gereklerini içselleştirmesidir. Refahtan payını alabilmek için dışsal bir motivasyonla veya okul kurumu aracılığıyla içselleştirdiği dahili bir motivasyonla itaatkar bir vatandaş olmak, bireylerin özgürlüklerinden -önemli ölçüdevazgeçmesi anlamına gelmektedir. Merkezi bir şekilde sunulan refah bireylerin özgürlüğünü ellerinden alırken; eğitim, sağlık ve maddi destek gibi birçok ihtiyacın devlet eliyle sunulması, sivil toplumun organize olarak siyasi otoriteden bağımsız bir güç oluşturmasının ve bireylerin, devletin sunduğu imkanlardan bağımsız, özerk bir alan oluşturmalarının önüne geçmektedir. Bu sebeple, bireyler güçlerini iyi bir vatandaş oldukları müddetçe devletin sunduğu imkanlar sayesinde alırlar. Diğer bir ifadeyle, iyi bir vatandaş oldukları ölçüde güçlü olmaktadırlar. Halbuki, İslam ekonomisinin tahayyül ettiği siyasi yönetimde mükelleflerin özgürlüğünden mahrum ve güçsüz bir konumda bulunmaması esastır. İyiyi emredebilen ve karşılaşılan münkerleri çekinmeden menedebilen mükellefler ancak böyle bir toplumda bulunabilir. Bunu sağlayabilmek için de İslami özellikleri haiz bir toplumsal yapıda inşa edilecek eğitim ve adalet kurumlarının; mükellefleri merkezi bir güce bağımlı kılan değil, Allah'a olması gerektiği gibi ibadet edebilecek kullar olması için gerekli bilgi, beceri ve gücü sunan kurumlar olması gerekir.