Giriş: Çalışma gebelerde tutarlılık duygusu, algılanan stres ve doğum korkusunu belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışma 01 Ocak-31 Mart 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya araştırma kriterlerine uyan İç Anadolu Bölgesi’nde yaşayan toplam 218 gebe dahil edilmiştir. Veriler 'Kişisel Bilgi Formu', 'Revize Edilmiş Duygusal Tutarlılık Ölçeği (REDTÖ)', 'Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ)' ve 'Wijma Doğum Beklentisi/Deneyimi Ölçeği (W-DEQ) A versiyonu (WİJMA A)' kullanılarak çevrim içi toplanmıştır. Verilerin analizinde bağımsız gruplarda t testi kullanılmıştır. Bulgular: Gebelerin REDTÖ, ASÖ ve WİJMA A ölçek toplam puan ortalamaları sırasıyla 43,41±9,23, 22,73±5,35 ve 76,46±17,52 olarak bulunmuştur. Gebelerin tutarlılık ve doğum korku düzeylerinin yüksek, stres düzeylerinin de orta olduğu görülmektedir. Sosyal güvencesi olmayan ve isteyerek gebe kalmayanların stres ve doğum korku düzeyinin diğer gebelere oranla daha yüksek olduğu bulunmuştur (p<0,05). Araştırmadan elde edilen bir diğer önemli sonuç ise daha önce sezeryan ile doğum yapmış kadınların normal doğum yapanlara göre daha fazla doğum korkusu yaşadığının belirlenmesidir (p<0,05). Sonuç ve Öneriler: Araştırmadan elde edilen veriler önceki doğum şekli, gebeliği isteme ve sosyal güvence durumunun doğum korku düzeyi üzerinde olumsuz etkisi olduğunu göstermektedir. Doğum korkusunun uzun ve kısa vadede anne-çocuk sağlığı üzerinde etkileri düşünüldüğünde özellikle risk grubundaki kadınların doğum korku düzeyinin belirlenmesi ve bu düzeyin azaltılmasına yönelik stratejilerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.