Beliren yetişkinlik, gençlikle yetişkinlik arasında yeni bir dönemdir. Bu dönemin temel özelliği bireylerin reşit sayılmakla birlikte yetişkinliğe geçişi belirleyen düzenli işe başlama, aile kurma ve eğitimlerini tamamlama kriterlerini tam olarak sağlamamış olmasıdır. Din anlayışı dindarlık ve dinî hayattan farklı olarak kişinin dini nasıl anladığıyla ilgilenen zihinsel kategorileri ifade eder. Bu çalışma, beliren yetişkinlerin din anlayışıyla gelecek beklentisinin ilişkisini incelemektedir. Çalışmada din anlayışı “Beliren Yetişkinlerde Din Anlayışı Ölçeği” ile gelecek beklentisi “Gelecek Beklentisi Ölçekleri” ile ölçülmüştür. Araştırma nicel araştırma yaklaşımıyla tarama modeline göre gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemini 2022 bahar döneminde Sakarya Üniversitesinde öğrenim gören 18-29 yaş grubundaki 1814 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada mühendislik bilimleri, iktisadi ve idari bilimler, sağlık bilimleri, din bilimleri, eğitim bilimleri, sanat ve estetik bilimleri olarak belirlenen altı öğrenim alanı kategorisi esas alınmakla birlikte uygun örnekleme tekniği kullanılmıştır. Araştırma teorik arka plan ve kavramsal zemini içeren giriş, yöntem, bulgular, tartışma ve sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Araştırmanın bulguları kısmında, demografik bilgilerden sonra din anlayışı ölçeği alt boyutlarının kendi içindeki ilişkisi ve din anlayışı ölçeği alt boyutları ile gelecek beklentisi ölçeklerinin ilişkisine ait veriler korelasyonlarına bakılarak tablolar yoluyla sunulmuştur. Korelasyon analizi sonuçları beliren yetişkinlerde din anlayışı ölçeği alt boyutlarının birbiriyle, din anlayışı ile gelecek beklentisinin de kendi arasında ilişkisi olduğunu göstermektedir. Ayrıca çalışmanın sonuçları, üniversite öğrencilerinin geleneksel-kurumsal din anlayışına karşı mesafeli, dinî otoriteleri sorgulayan, bireyselliğin ön planda olduğu “yeni maneviyatçı” bir din anlayışına sahip olduğunu göstermektedir. Bulgulara göre, seküler-mesafeli din anlayışıyla geleceğe yönelik beklentiler arasında istatistiksel olarak anlamlı ve negatif, kurumsal-aidiyete dayalı ve muhafazakâr-geleneksel din anlayışıyla gelecek beklentileri istaitstiksel olarak anlamlı ve pozitif bir ilişki bulunmaktadır.