Marifetullah kavramı etrafında yapılan tartışmalar, inancın temeli olarak kelâm ilminde önemli bir yer tutar. İlahî mesaj almayanların Tanrı’yı bilmekle yükümlü olup olmadığı noktasında kelâm ekolleri arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Bu bağlamda çalışmamızda, insanın biyolojik ve psikolojik doğasının Tanrı’ya olan inanç ve bilgi arayışını nasıl etkileyebileceği üzerinde durulmuştur. İnsan psikolojisi, genetik ve epigenetik temellendirmeden sonra nörobiyolojik argümanlar ile konu ayrıntılı bir şekilde tartışılmıştır. Kelâmcıların, Allah'ın varlığı ve birliği konusunda insanın aklını kullanmasını ve düşünmeyi zorunlu gördükleri belirtilmiştir. Ancak insan aklının psikolojik, genetik ve nörobiyolojik etkenlerle birlikte diğer duyularından bağımsız olmadığı vurgulanmıştır. İnsanın çevresinden biyolojik ve psikolojik yapısıyla etkilendiği göz önüne alındığında, sadece akılla marifetullah'a ulaşmanın zorluğu ortaya konulmuştur. Akıl temelli sorumluluğunun insan doğasına uygun olup olmadığına dikkat çekilmiştir. Bu nedenle nazar ve istidlal (akıl yürütme) konusunda çevresel etkilerin göz önünde bulundurularak ele alınması gerektiği ifade edilmiş, kelâmcıların marifetullah konusundaki görüşlerinin modern bilim ve insan doğası ile uyumlu olup olmadığı ele alınmıştır.