Kadın hastalarda genital bölgede kozmetik veya fonksiyonel sorunların giderilmesi için yapılan non-invazif uygulamalar son yıllarda giderek artmaktadır. Bu çalışmada amacımız genital rejuvenasyon için başvuran kadın hastaların demografik özelliklerini belirlemek, uygulanan tedavi yöntemlerinden hasta memnuniyetini ve hasta memnuniyetine etki eden faktörleri değerlendirmektir. Ağustos 2020 ile Ekim 2022 tarihleri arasında fraksiyonel CO2 lazer ile vajinal rejuvenasyon, mons pubis ve/veya labia majoralara hiyaluronik asit dolgu uygulanan ve vulvaya peeling uygulanan kadın hastaların verileri retrospektif olarak kaydedildi. Yaşları 24 ila 62 arasında değişen toplam 52 kadın hastanın çoğunluğu 44 yaş ve altında olup (n=35, %67.3), premenopozal dönemde idi (n=38,%73). Lazer uygulaması sonrası hastaların % 59.6’sı (n=31), dolgu uygulaması sonrası % 57.7’si (n=30) hissedilir ve ciddi derecelerde cinsel tatminde artış bildirmişlerdi. Dolgu ve lazer tedavilerinden sonra cinsel tatminde artış genç yaştaki hastalarda ve gravida ve parite sayısı düşük olan hastalarda; ileri yaş ve gravida ve parite sayısı yüksek olan hastalara kıyasla yüksek bulundu (tümü p< .05). Kırk (%76.9) hastada genital hiperpigmentasyonda %25 ve üzerinde düzelme kaydedildi. Düşük gravida ve parite sayısı olan hastalarda pigmentasyonda düzelme daha başarılı bulundu (p=0.02 ve p=0.018). Ayrıca tüm tedavilerde premenopozal hastaların postmenopozal hastalara göre (lazer, dolgu ve peeling için sırasıyla p=0.000, p=0.000 ve p=0.008) ve sezaryen doğum yapan hastaların normal vajinal doğum yapan hastalara göre (lazer, dolgu ve peeling için sırasıyla p=0.000, p=0.003 ve p=0.043) tedavi memnuniyeti istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu. Sonuç olarak, genital rejuvenasyon amacıyla başvuran kadın hastaların özellikle premenopozal dönemde tedavilerden belirgin fayda gördükleri, gebelik/doğum sayısı ve doğum şeklinin tedaviden memnuniyeti etkileyen faktörler oldukları görülmüştür.