Arapça, ezberleyen, zihinde tutan, muhafaza eden, saklayan anlamına gelen hafız, Kur’an’ı ezberleyenlere verilen isim olmasının yanı sıra koruyan ve esirgeyen anlamında Allah’ın güzel isimlerinden biridir. Hafızlık psikolojik olarak yoğun bir zihinsel çaba gerektirmekte ve eğitimin başarıyla tamamlanabilmesi için motivasyon düzeyinin yüksek tutulması gerekmektedir. Bu açıdan araştırmada hafızlık eğitimi esnasında eğitim alan bireylerin duygu durumları belirlenmeye çalışılmıştır. Literatürde bu değişimlerin bilimsel araştırmalara konu edilmediği, bunun yerine daha çok eğitimin kendisine odaklanıldığı görülmektedir. Bireyin eğitim alırken yaşadığı kaygı, umutsuzluk veya depresyon, eğitim sürecindeki bireylerin üzerinde önemli sonuçlar meydana getirmektedir. Hatta bazı öğrencilerin eğitimin gerektirdiği motivasyon, disiplin ve özveriyi uzun süre sürdüremeyerek ve yaşadıkları duygu durum değişimleriyle başa çıkamayarak eğitimlerini yarıda bıraktıkları bilinmektedir.
Bu çalışmada, hafızlık eğitimi alan bireylerin eğitim sırasındaki kaygı, depresyon ve umutsuzluk düzeyleri ile duygu durumlarındaki değişimde demografik değişkenlerin ne ölçüde etkili olduğunun belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla araştırmada katılımcılara Beck Anksiyete (Kaygı) Ölçeği, Beck Umutsuzluk Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği uygulanmış ve bu ölçeklerin dışında konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla hafızlığa yönelik olumlu/olumsuz tutumları ölçecek bazı sorular yöneltilmiştir. 2022 yılında Kayseri’nin Melikgazi ve Kocasinan ilçelerinde hafızlık eğitimi alan 422 kişi üzerinde yürütülen araştırmada Beck ölçeklerinden elde edilen bulguların yaş, cinsiyet, yerleşim yeri, eğitim durumu, hafızlık eğitimine karar verme şekli ve hafızlık eğitimi alma süresi gibi değişkenlerle olan ilişkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Beck Anksiyete (Kaygı) Ölçeği değerlerine katılımcıların %14,5’inde (n=61) şiddetli derecede anksiyete; Beck Umutsuzluk Ölçeği değerlerine göre %15,6’sında (n=66) şiddetli derecede umutsuzluk ve Beck Depresyon Ölçeği değerlerine göre %22’sinde (n=93) şiddetli derecede depresyon olduğu belirlenmiştir.