“…Kısaca özetlemek gerekirse, yavaş ve dikkatli bir tempoda (genişletilmiş zaman aralıkları ile) yapılan okuma etkinliğinin (Huesman ve Frisbie, 2000;Lewandowski ve diğ., 2013), kendini izleme stratejisinin (Crabtree ve diğ., 2010;Jitendra ve diğ., 2000), tamamlayıcı soruların (Peverly ve Wood, 2001); sesli okuma tekniğinin (Meloy ve diğ., 2002), hikâye (öykü) haritası yönteminin (Alturki, 2017;Boulineau ve diğ., 2004;Stagliano ve Boon, 2009;Taylor ve diğ., 2002;Wade ve diğ., 2010), yardımcı teknolojilerin (Floyd ve Judge, 2012;Higgins ve Raskind, 2005), kendini düzenleme stratejisinin (Antoniou ve Souvignier, 2007), çıkarım yapma stratejisinin (Fritschmann ve diğ., 2007), yazılı metinlere sembol ekleme uygulamasının (Jones ve diğ., 2007), metin-yapı stratejisinin (Gaddy ve diğ., 2008), okuduğunu anlama stratejisi öğretiminin (Berkeley ve diğ., 2011), anlamsal belirsizlik tespit eğitimlerinin (Jozwik ve Douglas, 2016) Araştırma kapsamına alınan makalelerde incelenen katılımcıların çoğunlukla ortaokul düzeyinde oldukları belirlenmiştir. Yazma becerisine yönelik yapılan çalışmalarda, bu beceriyle ilgili çalışmaların ilkokul düzeyinde gerçekleştirildiği vurgulanmıştır (Bayraktar, 2006;Demirel, 2002;Duran, 2011;Durukan ve Alver, 2008;İlker ve Melekoğlu, 2017;Memiş ve Harmankaya, 2012;Susar-Kırmızı ve Kasap, 2013;Taşkaya ve Yetkin, 2015;Yıldız, 2013). Fakat okuduğunu anlama becerisi, bilişsel anlamda okuma-yazma becerisinden daha üst düzeyde bir beceri olduğundan eksikliğinin daha üst düzeydeki sınıflarda yoğun bir şekilde fark edilebileceği düşünülmektedir.…”