Glutamin; arjinin, omega-3 yağ asitleri ve nükleotid gibi immünonütrisyon ürünleri arasında yer alan bir besin ögesidir. Aynı zamanda insan vücudunda en bol bulunan amino asit çeşidi olmakla birlikte stres, travma ve sepsis gibi katabolik koşullara bağlı olarak elzem hale gelmektedir. Dolaşımdaki glutamin salınımı ve bulunabilirliği bağırsak, karaciğer ve iskelet kasları gibi temel metabolik organlar tarafından kontrol edilmektedir. Glutaminin hücre içindeki başlıca görevleri arasında; nitrojen dengesinin sağlanması, mukozal immün yanıtın ve glikoz metabolizmasının düzenlenmesi, intestinal doku bütünlüğünün korunması ve asit baz dengesinin sağlanması yer almaktadır. Ayrıca glutaminin lenfosit ve enterositler için substrat görevi görme, glikoneogenezi ve protein sentezini düzenleme ve proinflamatuvar sitokin salınımını baskılama gibi görevleri de bulunmaktadır. Tüm bu özellikleri ile glutamin sağlık üzerindeki etkileri açısından oldukça önemlidir. Kritik hastalık durumunda meydana gelen metabolik değişiklikler nedeniyle, plazma ve iskelet kaslarındaki glutamin depoları tükenmektedir. Bu dönemlerde pozitif nitrojen dengesinin sağlanması adına glutamin takviyesinin yapılması önemlidir. Mevcut çalışmalarda glutamin destekleri oral, enteral ve/veya parenteral olmak üzere çeşitli yollarla yapılmış ve çalışmalarda farklı glutamin dozları kullanılmıştır. Literatürde, glutaminin hastalığa özgü dozu ve en etkin veriliş yolu için kesin bir öneri bulunmamaktadır. Bu derleme, güncel çalışmalardan elde edilen veriler ışığında glutaminin inflamatuvar bağırsak hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, yara, yanık ve stres, travma ve sepsis gibi çeşitli hastalıklar üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla yazılmıştır.