GirişPatella vücudumuzdaki en büyük sesamoid kemiktir. Patella kırıkları tüm iskelet sistemi kırıkların %1'ini oluşturmaktadır. Her yaş grubunda görülmekle beraber sıklıkla 20-50 yaş aralığında görülür. Patella dizin ekstansör mekanizmasının gücünü artırır ve diz eklemini korur (1, 2). Bu kırıklar genellikle yüksek enerjili travmalar sonucu oluşmakta, patellada ve dizin çevresinde tedaviyi güçleştiren geniş yumuşak doku yaralanmalarına neden olmaktadır (3). Patella ekstansör mekanizmanın kuvvet kolunu uzatarak gücünü arttırmasının yanı sıra dizin kilitlenme sisteminin bir parçasını oluşturarak stabiliteye katkıda bulunur (4). Bu fonksiyonlarının yanında troklea ile yaptığı eklemleşme nedeniyle patella kırıklarında uygun tedavi yönteminin seçimi oldukça önemlidir (5, 6). Patella kırıkları intraartriküler kırıklar olduğu için tedavideki amaç, anatomik redüksiyon, rijit fiksasyonla kaynamanın sağlanması ve erken harekete izin vere-Özet Amaç: Bu çalışmada travma nedeniyle patella fraktürü tespit edilen olgularımızın sosyodemografik özellikleri, tedavi yöntemleri ve sonuçları incelenmiştir. Gereç ve Yöntemler: Ocak 2008-Haziran 2010 tarihleri arasında acil serviste kapalı patella kemiği kırığı tanısı konulan 23 olgu retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Olguların acil servise başvurusundaki ön-arka ve yan grafilerine göre kırıklar sınıflandırıldı. Klinik sonuçların değerlendirilmesinde Böstman ve arkadaşlarının geliştirdiği skorlama sistemi kullanıldı. Bulgular: Patella kırıklarında 16 olgu ile trafik kazası en sık rastlanan yaralanma nedeni mekanizması idi (%69.5). Kırıkların 21'i (%91.3) B1 tipi (nondeplase, parçalı olmayan) kırık iken, 2'si (%8.7) B2 tipi (deplase ve çok parçalı) kırık idi. B1 tipi kırıkların, 9'u distal uç, 8'i transvers, 4'ü ise longitudinal kırık idi. Olguların 21'i cerrahi, 2'si konservatif olarak tedavi edildi. Cerrahi olarak tedavi edilen olgulardan 7'sine vida veya kirschner telleri ile osteosentez, 6'sına modifiye anterior gergi bandı ile osteosentez, 5' ine kirschner teli ve modifiye anterior gergi bandı kombinasyonu, 3'üne parsiyel patellektomi uygulandı. Olguların 8'inde mükemmel (%34.8), 10'unda iyi, (%43.5) ve 5'inde kötü sonuç (%21.7) alındı. Sonuç: Patella kırıkları nadir rastlanan bir kırık çeşidi olmasına rağmen klinik sonuçları bakımından önemli bir sorun teşkil etmektedirler.
AbstractObjective: The socio-demographic features, treatment methods, and clinical outcomes of our cases established to have patellar fractures due to trauma were assessed in this study. Materials and Methods: Twenty-three cases who were diagnosed with closed patellar bone fractures between January 2008 and June 2010 were retrospectively evaluated. The fractures were classified with respect to anteroposterior and lateral radiographies of the cases at the time of admittance to the emergency department. The scoring system developed by Böstman et al. was used in assessing clinical outcomes. Results: Motor vehicle accident was the most common injury mechanism of patellar fracture in 16 cases (69.5%). While 21...