Objective: We aimed to examine the clinical and the pathological factors that affect lymph node metastasis, which is an important prognostic factor in the survival of the patients with colorectal cancer, and to determine the most appropriate patient-centered treatment method.
Methods:The file records and electronic data of the patients who had been operated on with the diagnosis of colorectal cancer at the General Surgery Clinic between May 2008 and December 2012 were retrospectively evaluated. Results: Seventy-four patients including 50 males (67.6%) and 24 females (32.4%) were included in the study. The mean age of the patients was 69.3 years (range: 38-60 years). While lymphovascular invasion was observed in 21 (28.4%), and perineural invasion in 19 (25.7%) patients. When the growth pattern was examined, 48 patients (64.9%) demonstrated ulcerovegetative, 18 patients (24.3%) ulcerated, eight patients (10.8%) polyp-type growth patterns. The most frequent tumor localization was the middle third of rectum (n=20; 27%) and the most common type of surgery was the Miles operation (n=16; 21.6%). Conclusion: In conclusion, the risk of LNM significantly increases in patients with colorectal cancer who have surgical radial margin, lymphovascular and perineural invasion. Over time, the other risk factors affecting LNM will be determined with large scale studies that can be conducted together with advancing technology and broad sources of knowledge. In this way, minimally invasive surgery can be performed on cases with colon cancer and the patients will be protected from the side effects of unnecessary chemotherapy.Key words: Lymph node metastasis, colorectal cancer, lypmphovasculer invasion ÖZ Amaç: Kolorektal kanserli hastalarda sağkalımda önemli bir prognostik faktör olan lenf nodu metastazına etki eden klinik ve patolojik faktörleri inceleyerek hasta merkezli en uygun tedaviyi belirlemeyi amaçladık. Yöntemler: Cerrahi kliniğinde Mayıs 2008-Aralık 2012 tarihleri arasında kolerektal kanser tanısıyla ameliyat edilen hastaların dosya kayıtları ve elektronik ortam bilgileri retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Araştırmamızda bulunan 74 hastanın 50'si (%67,6) erkek, 24'ü (%32,4) kadın-dı. Hastalarımızın yaş ortalaması 69,3 (38-60) yıl olarak bulundu, 50 (%67,6) hasta 65 yaş üstünde, 24 (%32,4) hasta 65 ve altındaydı. Yirmi bir (%28,4) hastada lenfovasküler invazyon gözlenirken 19 (%25,7), hastada perinöral invazyon gözlendi. Gelişim paternine baktığımızda 48 (%64,9) hasta ülserovegatatif, 18 (%24,3) hasta ülsere, 8 (%10,8) hastanın polip tipte gelişim paterni gösteriyordu. En sık gözlenen tümör lokalizasyonu rektum orta 1/3 olarak bulurken (20 (%27)), en sık yapılan operasyon Miles operasyonu olarak karşımıza çıktı (16 (%21,6)). Sonuç: Sonuç olarak, kolon kanserlerinde lenfovasküler invazyon, perinöral invazyona sahip hastalarda LNM riski önemli ölçüde artmaktadır. Zaman içinde, gelişen teknoloji ve bilgi birikimiyle yapılacak olan daha kapsamlı çalışmalarla LNM'yi etkileyen diğer risk faktörler de bulunacaktır. ...