İlk insandan günümüze kadar insanoğlu her zaman kendini savunmak ve avlanmak için birtakım materyallere ihtiyaç duymuştur. Ateşli silahların üretiminden önce ilk savunma ve avlanma aracı olarak ok, yay ve mızraklar kullanılmıştır. Tarih boyunca birçok toplum ok ve yayı avcılıkta, savaşlarda kullanmıştır. Kızılderililer ve Türkler ok ve yay kullanımında öne çıkan toplumlardır. Kızılderililer Amerika kıtasında, avcı ve toplayıcı olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Av sırasında mızrak, kesici aletler ile ok ve yayı ustalıkla kullanmışlardır. Kızılderililer, ateşli silahlarla tanışana kadar, ok ve yay kullanımını yaşamlarında önemli bir yerde tutmuşlardır. Türk kültüründe de ok ve yay, her daim yanlarında taşıdıkları bir savunma ve avlanma aracı olarak önemli bir yere sahiptir. Türkler avcılıkta, savaşta ve özel günlerde eğlence maksadıyla ok ve yay kullanmışlardır. Süsleme ve hakimiyet sembolü olarak birçok nesnenin üzerine ok ve yay desenleri işlemişlerdir. Her iki topluluk da kendileri için önem arz eden, yanlarından hiç ayırmadıkları ok ve yayı dış etkenlerden korumak için çantalar kullanmıştır. Bu çantaların hafif ve rahat taşınır olmasına dikkat edilmiş, kullanan savaşçıya oku, hızlı ve seri atış yapma olanağı sağlamıştır. Ok ve yay çantalarını, kullanım rahatlığına göre sağ veya sol yanlarına, savaşta ise boyunlarına asarak taşımışlardır. Kızılderililer ve Türkler, ok ve yay çantalarının yapımında teknik özelliklere özen göstererek, atalarından miras kalan bilgi birikimleriyle oluşturdukları desenleri süsleme unsuru olarak kullanmışlardır. Kızılderili kabileleri ve Türkler genel olarak bu çantaların yapımında deri ve ahşap hammaddelerini kullanmışlardır. Çantaların süslemelerinde ise Kızılderililer, boncuk işleme ve boyama tekniğini tercih etmişlerdir. Türkler kullandıkları ok ve yay çantalarını kadife, ipek kumaşlar ile kaplayarak, bu çantaların kompozisyonlarında bitkisel ve hayvansal motifleri de kullanarak üzerlerini değerli taşlar ile süslemişlerdir.