Günümüzde kentler, demografik, yapısal ve işlevsel boyutları ile yoğunluk kazandıkça kentlilerin bedenine ve ruhuna ilişkin gerçekleştirebileceği serbest zaman faaliyetleri zaman ve mekân boyutlarında kısıtlanmaktadır. Kentte spor ve serbest zaman faaliyetleri, literatürde bir kentli hakkı olarak değerlendirilmekte ve bu hakkın temin edilmesi, yaşam kalitesinin arttırılmasında en belirleyici birimlerden biri olan kent yönetimlerinin sorumluluğuna bırakılmaktadır. Kent yönetimlerinin bu sorumluluğunu vurgulayan en önemli belgelerden biri ise Avrupa Kentsel Şartı’dır. Bu çalışmada kent ve kentli açısından spor ve serbest zamanı değerlendirme mekanlarının önemi, ulusal ve yerel belgelerde bir hak olarak spor ve serbest zaman faaliyetlerinin yeri, Avrupa Kentsel Şartı’nda bu hakkın nasıl düzenlendiği ve Türkiye’deki genel durumu ele alınmaktadır. Bu çalışma, sosyal bilimler alanında kullanılan nitel araştırma yöntemlerinden literatür taraması ve doküman analizine başvurularak hazırlanmıştır. Çalışma kapsamında yapılan taramalar ve analizler göstermektedir ki, spor ve serbest zaman değerlendirme hakkının temin edilmesinde en etkili ve yetkili olan kent yönetimlerinin, yaş, yetenek ya da gelirine bakılmaksızın tüm kentlinin çeşitli spor ve eğlence tesislerine erişim hakkının temin edilmesi sorumluluğunu üstlenmesi gerekir. Bunu yaparken, yerel faktörlerin göz önüne alınması, kent estetiğinin temin edilmesi, yönetişimci bir yaklaşım sergilenmesi, sosyal uyum ve entegrasyonun temin edilmesi, eğitsel faaliyetlerin yürütülmesi ve yerel kalkınmaya katkı sağlar nitelikte olmasına özen gösterilmelidir.