The aim of this study was to determine the relationship between the coping strategies used by the class teachers and the self-efficacy perceptions. The research has been conducted in relational survey method. The universe of the research is composed of class teachers working in the primary schools in the provincial centers of Samsun in the academic year of 2018- 2019. In the study, has been used ”the scale of determining strategies used by pre-school teachers against undesired behaviors in classroom management, developed by Keleş (2015) and teacher self-efficacy scale prepared by Çapa, Çakıroğlu and Sarıkaya (2005). The research was carried out with the participation of 528 classroom teachers. The data collection tool consists of three parts. For statistical analysis, ”SPSS 24.0 for Windows“ was used. Descriptive statistics, mann whitney u test, kruskal wallis h test and correlation analysis has been used to analyze the data. As a result of the study, it is found that classroom teachers are generally “indecisive” in coping with unwanted behaviors, and self-efficacy belief levels11 were “quite sufficient” for the whole scale. In addition, it was determined that teachers with high self-efficacy mostly used reality therapy / control model in coping with undesirable behaviors, and at least the safest discipline model and social discipline model were used. Therefore, there is a significant relationship between classroom teachers' self-efficacy beliefs and methods used to deal with unwanted behaviors. Methods used by teachers to deal with unwanted behaviors; There were significant differences between marital status, educational status, professional seniority and service duration in the institution. On the other hand, it was concluded that there was no significant difference according to gender variable. While teachers' self-efficacy beliefs differed significantly according to gender, professional seniority; It was concluded that there was no significant difference between marital status, educational status and service duration variables in the institution.
Extended English summary is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.
Özet
Bu araştırma, sınıf öğretmenlerinin karşılaştıkları istenmeyen öğrenci davranışlarına karşı kullandıkları baş etme yöntemleri ile öz yeterlilik algıları arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında, Samsun ili merkez ilçelerindeki ilkokullarda görev yapan 1481 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır Araştırmanın örneklemini ise evren içerisinden rastgele örnekleme yöntemiyle seçilmiş olan 528 sınıf öğretmeninden meydana gelmektedir. Araştırmada veri toplama amacıyla Keleş (2015) tarafından geliştirilen “Okul Öncesi Öğretmenlerinin Sınıf Yönetiminde İstenmeyen Davranışlara Karşı Kullandığı Stratejileri Belirleme Ölçeği” ve Türkçe için geçerlik ve güvenirlik çalışması Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005) tarafından yapılan “Öğretmen Öz Yeterlilik Ölçeği” kullanılmıştır. İstatistiksel çözümlemelerde “SPSS 24.0 for Windows” paket programı kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde betimsel istatistikler, Mann-Whitney-U testi ve Kruskal Wallis testi ile korelasyon analizleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, sınıf öğretmenlerinin istenmeyen davranışlarla orta düzeyde başettikleri, öz yeterlilik inanç boyutu bakımından ise öğretmenler kendilerini “oldukça” düzeyinde başarılı görmüşlerdir. Ayrıca öz yeterliliği yüksek olan öğretmenlerin istenmeyen davranışlarla baş etmede en çok gerçeklik terapisi/kontrol modelini kullandıkları, en az ise güvengen disiplin modelini ve sosyal disiplin modelini kullandıkları belirlenmiştir. Dolayısıyla sınıf öğretmenlerinin istenmeyen davranışlarla baş etmede kullandıkları yöntemler ile öz yeterlilik inançları arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin istenmeyen davranışlarla baş etmede kullandıkları yöntemler; medeni durum, eğitim durumu, mesleki kıdem ve kurumdaki hizmet süresine göre anlamlı farklılık gösterirken; cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin öz yeterlilik inançları; cinsiyet, mesleki kıdeme göre anlamlı farklılık gösterirken; medeni durum, eğitim durumu ve kurumdaki hizmet süresi değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.