Kadin İş Performansi Sorunlarina Çözüm Açisindan İş-Yaşam Dengeli̇ Esnek Çalişma Düzenlemesi̇

Abstract

Bu makalenin amacı kadın çalışanların iş performansını ve kadınların iş-yaşam dengesine ilişkin sorunlarını ve esnek çalışma açısından ele alıp incelemektir. Buna göre, yöntem olarak öncelikle konuyla ilgili bilimsel kaynakların taraması yapılmış; yerli ve yabancı yazarların eserlerine bakılmıştır. Daha sonra da dünyada, Avrupa Birliğine üye ülkelerde ve Türkiye'deki kadın çalışanlara ilişkin hukuki durum analiz edilmiştir. Bu analiz, çeşitli istatistiki tablolarla ortaya konmaya çalışılmıştır. Makalede öne çıkan konu, kadın çalışanların iş-yaşam dengesine ilişkin sorumluluklarını dikkate alarak, iş performanslarını esnek çalışmayla sağlayabilmeleri olmuştur. Bunun için öncelikle, kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları iş-yaşam dengesi sorunları üzerinde durulmuştur. Bu sorunlar kadınların kişisel, sosyal ve kurumsal sorunları şeklinde gruplandırılarak incelenmiştir. Makalede son olarak AB üyesi ülkelerdeki esnek çalışma uygulama örnekleri ile esnek çalışma saati düzenlemesi hakkında bilgi verilmiş ve tüm bu bilgiler ışığında, Türkiye'de esnek çalışmanın kadınların iş performansına etkisi ve önemi vurgulanmıştır.

Kadın Çalışanların İşyeri Sorunlarının Çözümünde Dışsal Motivasyon Faktörleri Ekseninde Yönetici Desteğinin Rolü

“…Kadınlar çalışma hayatında, toplumun kadınlara yüklediği rol ve kadının çalışmasına yönelik inanç, tutum ve değerler nedeniyle çok yönlü sorunlar yaşamaktadırlar (Bilgin & Tuğan, 2021). Türkiye'de yasalarda eşitlikçi hükümler olmasına rağmen, kadınların işgücüne katılımı erkeklere göre daha düşüktür.…”

“…Günümüzde pek çok ülkede kültürel miras ve gelenekler kadınların refahı önünde engel teşkil etmektedir. Kadınların temel haklarına erkeklere göre daha az değer verildiği bir geleneksel kültür mevcuttur (Bilgin & Tuğan, 2021). Bu da kadının adaletsizliğe uğramasına yol açmakta ve çalışma hayatında çok çeşitli sorunlar yaşamalarına neden olmaktadır.…”

“…Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkeklerin cinsiyetlerinden bağımsız bir biçimde yaşamın her alanında eşit hak, fırsat ve sorumluluklara sahip olmalarını ifade eder. Doğal olarak kadın ve erkek nüfusun dengede olduğu bir dünya, toplumsal yaşamda cinsiyet eşitsizliği hemen her ülkede yaygın bir sorundur (Bilgin & Tuğan, 2021). Erkeklerin yoğun olarak yer aldığı iktisadi hayatta, kadınlar ayrımcılıklarla karşılaşırken, farklı uygulamalarla karşı karşıya kalırlar (Gül vd., 2014;Şahin, 2019).…”

“…Kadınlar için uygun olan bir işte az sayıda erkek istihdam edilmesi ve yöneticilik konumuna gelmede erkeklerin belirgin biçimde, liderlik şanslarını artırmaları anlamına gelen bir kurum içi engeldir (Williams, 1992). Kadın çalışanın kariyerine engel teşkil eden bu durum aynı zamanda onların motivasyonlarını da olumsuz etkilemektedir (Bilgin & Tuğan, 2021).…”

“…Kraliçe arı sendromu terimi, genellikle iş dünyasında kadınlar arasında rekabet ve kıskançlık nedeniyle ortaya çıkan ve kadının görevde yükselmesini engelleyen (Bilgin & Tuğan, 2021) bir davranış biçimini ifade eder. Bu durumda, kraliçe arıya benzetilen kadın, diğer kadınların gölgesinde kalmaktan korkar ve başarısızlıktan veya aşağılanmaktan kaçınmak için başkalarını alttan almaya veya baskılamaya yönelir.…”