Search citation statements
Paper Sections
Citation Types
Year Published
Publication Types
Relationship
Authors
Journals
Son yıllarda, Türkiye'de finansal sistemin genişlemesiyle birlikte, İslami bankalar (katılım bankaları) kilit ekonomik aktörler olarak ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu bankaların ekonomik büyüme üzerindeki etkisine ilişkin çalışmalar incelendiğinde, araştırmanın geleneksel finansal kurumlar üzerine yapılan ampirik çalışmalara kıyasla oldukça sınırlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Mevcut literatürdeki bu boşluklar, İslami bankaların Türkiye ekonomisine katkısının kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını da bir hayli zorlaştırmaktadır. Bu araştırma, İslami bankaların ekonomik büyüme üzerindeki sürdürülebilir etkisini ampirik olarak analiz ederek bu boşlukları gidermeyi amaçlamaktadır. Çalışma, 2005Q4'ten 2022Q1'e kadar uzanan üç aylık zaman serisi verilerini kullanan ekonometrik analizlere dayanmaktadır. Serinin durağanlığı çeşitli birim kök testleri kullanılarak değerlendirilmiş ve uzun vadeli eşbütünleşme analizi ARDL Sınır Testi metoduyla gerçekleştirilmiştir. Ek olarak Toda-Yamamoto nedensellik testi, ele alınan değişkenler arasındaki nedensel bağı belirlemek için uygulanmıştır. Çalışmada GSYH, ekonomik büyümeyi temsil etmek için bağımlı değişken olarak seçilmiştir. Bağımsız değişkenler, İslami bankalar tarafından kullandırılan fonları (krediler), toplanan fonları ve toplam aktifleri içermektedir. Sabit sermaye yatırımlarını temsil eden gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise kontrol değişkeni olarak kullanılmıştır. ARDL Sınır Testi sonuçlarında, toplanan fonların ve gayrisafi sabit sermaye oluşumunun ekonomik büyüme üzerinde belirgin bir şekilde pozitif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu, ancak kullandırılan fonların ve toplam aktiflerin ise ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin negatif ve anlamlı olduğu gözlemlenmiştir. Toda-Yamamoto nedensellik testinde ise kullandırılan ve toplanan fonların GSYH üzerinde tek taraflı bir nedensellik bağı olduğu, buna karşın toplam aktifler ve gayrisafi sabit sermaye oluşumu ile GSYH arasında çift yönlü bir nedensellik bağının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, özellikle fon tahsisi, sektör seçimi ve mevcut ekonomik koşullar açısından İslami bankacılığın ekonomik büyüme üzerindeki etkisini anlamanın önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Son yıllarda, Türkiye'de finansal sistemin genişlemesiyle birlikte, İslami bankalar (katılım bankaları) kilit ekonomik aktörler olarak ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu bankaların ekonomik büyüme üzerindeki etkisine ilişkin çalışmalar incelendiğinde, araştırmanın geleneksel finansal kurumlar üzerine yapılan ampirik çalışmalara kıyasla oldukça sınırlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Mevcut literatürdeki bu boşluklar, İslami bankaların Türkiye ekonomisine katkısının kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını da bir hayli zorlaştırmaktadır. Bu araştırma, İslami bankaların ekonomik büyüme üzerindeki sürdürülebilir etkisini ampirik olarak analiz ederek bu boşlukları gidermeyi amaçlamaktadır. Çalışma, 2005Q4'ten 2022Q1'e kadar uzanan üç aylık zaman serisi verilerini kullanan ekonometrik analizlere dayanmaktadır. Serinin durağanlığı çeşitli birim kök testleri kullanılarak değerlendirilmiş ve uzun vadeli eşbütünleşme analizi ARDL Sınır Testi metoduyla gerçekleştirilmiştir. Ek olarak Toda-Yamamoto nedensellik testi, ele alınan değişkenler arasındaki nedensel bağı belirlemek için uygulanmıştır. Çalışmada GSYH, ekonomik büyümeyi temsil etmek için bağımlı değişken olarak seçilmiştir. Bağımsız değişkenler, İslami bankalar tarafından kullandırılan fonları (krediler), toplanan fonları ve toplam aktifleri içermektedir. Sabit sermaye yatırımlarını temsil eden gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise kontrol değişkeni olarak kullanılmıştır. ARDL Sınır Testi sonuçlarında, toplanan fonların ve gayrisafi sabit sermaye oluşumunun ekonomik büyüme üzerinde belirgin bir şekilde pozitif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu, ancak kullandırılan fonların ve toplam aktiflerin ise ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin negatif ve anlamlı olduğu gözlemlenmiştir. Toda-Yamamoto nedensellik testinde ise kullandırılan ve toplanan fonların GSYH üzerinde tek taraflı bir nedensellik bağı olduğu, buna karşın toplam aktifler ve gayrisafi sabit sermaye oluşumu ile GSYH arasında çift yönlü bir nedensellik bağının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, özellikle fon tahsisi, sektör seçimi ve mevcut ekonomik koşullar açısından İslami bankacılığın ekonomik büyüme üzerindeki etkisini anlamanın önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Ekonomilerde fon alışverişine aracılık eden finans sektörü ekonomilerin büyümesinde ve gelişmesinde son derece önemlidir. Bir ülkenin finans sektörü ne kadar gelişmiş ise ekonomideki olası şoklara karşı dayanıklılığı o kadar artar. Katılım bankacılığı, son yirmi yıllık dönemde bankacılık sektörünün gelişmesine ve derinleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Bu noktadan hareketle çalışmanın konusu hem geleneksel bankaların hem de katılım bankalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini incelemektir. Bu çalışma, geleneksel bankacılık sektörü ile katılım bankacılığı sektörünün ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini karşılaştırmayı amaçladığı için konu iki farklı model çerçevesinde incelenmiştir. Oluşturulan modellerde diğer çalışmalardan farklı olarak kamu sektörünün etkilerini de görebilmek için kamu harcamaları bağımsız değişken olarak yer almaktadır. Bu yönüyle çalışma, literatürdeki diğer çalışmalardan ayrışmaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığından elde edilen çeyreklik veriler 2006-2022 dönemini kapsamaktadır. Her iki modelde bağımlı değişken olarak gayrisafi yurtiçi hasıla değişkeni kullanılmıştır. Oluşturulan ilk model katılım bankacılığı sektörünün ekonomi üzerindeki etkilerine odaklandığından, bağımsız değişken olarak katılım bankalarının topladığı fonlar ve sağladığı finansmanlar kullanılmıştır. İkinci modelde ise geleneksel finans sektörünün ekonomi üzerindeki etkileri ölçüleceği için bağımsız değişken olarak geleneksel bankaların topladığı mevduatlar ve kullandırdığı krediler kullanılmıştır. Modellerde yer alan değişkenlerin tamamı, fiyat hareketlerinin etkilerinden arındırılarak reel hale getirilmiştir. Ayrıca tüm değişkenler logaritmik formda analizlere dâhil edilmiş olup mevsimsel etkilerden arındırılmıştır. Modellere bağımlı değişkendeki önemli kırılmaları dikkate alarak kukla değişkenler eklenmiştir. Modellerdeki değişkenlerin tanımlayıcı istatistikleri incelendiğinde, değişkenlerin tamamının ortalama ve medyan değerleri oldukça yakın olup normal dağılıma uygun olduğu görülmektedir. Bu sonuç üzerinde değişkenlerin tamamının doğal logaritmalarının alınmasının ve böylece aykırı değerlerin törpülenmesinin etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca değişkenlerin tamamı pozitif eğimli olup en yüksek volatilite gayrisafi yurtiçi hasıla ve kamu harcamaları değişkenlerine aittir. Değişkenlerin stokastik eğilim etkileri içermesi sahte regresyona sebebiyet verebileceğinden değişkenlere ilişkin hem geleneksel hem de yapısal kırılmalı birim kök testleri uygulanmıştır. Yapısal kırılmaları dikkate almayan geleneksel birim kök testi, bağımlı değişken olan gayrisafi yurtiçi hasıla için çelişkili sonuçlar sunmaktadır. Yapısal kırılmalı birim kök testi sonuçlarına göre her iki modelde ortak değişken olarak yer alan kamu harcamaları değişkeni düzeyde durağandır. Benzer şekilde katılım ve geleneksel bankaları tarafından toplanan fonlar düzey seviyede durağanken diğer değişkenler birinci farklarda durağandır. Yapısal kırılmalı birim kök testine göre de değişkenler farklı seviyelerde durağandır. Bu koşullar altında, etkin tahminler sunan ARDL sınır testi yöntemi tercih edilmiştir. Katılım bankacılığı sektörünün ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini ölçmek için kurulan ilk modelde yapılan analiz sonuçlarına göre, modeldeki tüm değişkenler uzun dönemde birlikte hareket etmekte olup eş bütünleşme ilişkisi tespit edilmiştir. Katılım bankalarının sağladığı finansmanlar ile kamu harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasıla üzerindeki etkisi pozitifken katılım bankalarının topladığı fonların etkisi negatiftir. Bu sonuç, katılım bankalarınca sağlanan finansmanların iktisadi faaliyetleri olumlu etkileyerek etkin bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Ancak katılım bankaları topladığı fonları etkin kullanamamaktadır. Geleneksel bankaların ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini analiz etmek için kurulan ikinci modelde de değişkenler uzun dönemde birlikte hareket etmekte olup eş bütünleşme ilişkisi ortaya çıkmaktadır. Geleneksel bankaların kullandırdığı kredilerin ve kamu harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasılaya etkisi pozitifken toplanan mevduatların etkisi negatiftir. Bu sonuçlar, banka kredilerinin ekonomiyi olumlu etkileyecek şekilde kullandırıldığını göstermektedir. Katılım bankalarında olduğu gibi geleneksel bankalar da topladıkları mevduatı iktisadi faaliyetleri olumlu etkileyecek şekilde kullanamamaktadırlar. Ayrıca ilk modelde katılım bankalarının sağladığı fonların gayrisafi yurtiçi hasıla üzerindeki etkisini gösteren katsayı, geleneksel banka kredilerinin katsayısından daha büyük olduğu için katılım bankalarının finansmanda geleneksel bankalara göre daha etkin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Her iki modelde de kamu harcamaları ile ekonomik büyüme arasında pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Bu sonuç, Keynesyen hipotezi destekler niteliktedir.
KOBİ'lerin dünya ekonomisinde olduğu gibi Türkiye ekonomisindeki önemi ve katkısı göz önüne alındığında, KOBİ finansmanını incelemek önem arz etmektedir. Bu bağlamda, bu makale, bir katılım bankasının işletme ve yatırım sermayesi (murabaha ve leasing) finansman yöntemlerinin KOBİ’ler üzerindeki etkilerini analiz etmeye çalışmaktadır. Bu çalışmanın amacı özellikle murabaha ve leasing finansman yöntemlerinin Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz alt-bölgelerinde (TR62, TR63 ve TRC1) dokuz farklı sektörde faaliyet gösteren toplam 1824 KOBİ’ye etkilerini statik ve dinamik panel veri yöntemleri ile analiz etmektir. Sabit, Rastgele ve GMM yöntemlerinden elde edilen sonuçlar, incelenen tüm bölgelerde toplam ve işletme finansmanının KOBİ'lerin performansını olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Sektörel analiz sonuçlarına göre işletme finansmanının hizmetler, kamu yönetimi ve savunma, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri, diğer hizmetler, finans ve sigorta sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ'lerin performansına olumlu etki ettiği görülmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.