Kültür son derece karmaşık bir kavramdır. Kültür ve siyaset ilişkisi de modern çağda siyaset sahnesinde meydana gelen birtakım değişimler sonucu ortaya çıkmıştır. Türkiye’deki kültür-siyaset ilişkisine erken Cumhuriyet dönemi toplum tahayyülü üzerinden bakmayı amaçlayan bu çalışma, kültürün siyasal alanda pragmatik bir araca dönüştürülmesini ele almaktadır. Çalışmada, teorik bir zeminden hareket edilmekte ve kültürün karmaşık yapısı, Bauman’ın “müphemlik” vurgusu ve pragmatizm anlayışı üzerinden erken Cumhuriyet döneminde kültür aşılama amaçlı yapılan faaliyetler incelenmektedir. Kurucu kadroların kültüre atfettikleri anlam çalışmaya yansıtılmış olup Cumhuriyet’in erken dönemlerinde kültür olgusu üzerinden toplumun nasıl yeniden tasarlanacağı hususu ilk ve ikinci on yılın politikalarına bakılarak değerlendirilmiştir. Bu çalışma, kültürün somutlaştırılması çabasının Türk modernleşmesinin önemli bir parçası olduğunu düşünürken, kültürün -doğası gereği- buna pek de uygun olmadığı iddiasını, Halkevleri, Köy Enstitüleri ve Halkodaları gibi kurumlar üzerinden ortaya koymaya çalışmaktadır.