“…Bu durumda anne ve/veya babanın sıkı denetiminin artması, özsaygı, öz yeterlik inancı ve özgüvenin yüksek olması, sorumluluk sahibi olma düzeyi ile bir şeyleri başarmaya yönelik inanç ve yaşam düzeyinin yükselmesi, stresle başa çıkma ve genel yetkinlik inancının artması gibi etkenler akademik erteleme davranışının görülme sıklığını azaltmaktadır. Aynı zamanda davranış olarak gerçekleştirilen akademik erteleme ile; kişinin benlik saygısının düşük olması (Aydoğan ve Özbay, 2012), verilen görevin itici olarak algılanması (Solomon ve Rothblum, 1984;Onwuegbuzie, 2004;Ferrari ve Scher, 2000), benlik saygısını korumak (Aydoğan, 2008), barınılan mekan (Çetin, 2009), kendinden şüphe duyma (Duru ve Balkıs, 2014), motivasyon düşüklüğü (Kağan, 2009;Senecal, Koestner ve Vallerand, 1995;Bulut ve Ocak, 2017;Lekich, 2006), rasyonel olmayan inançlar ve başkaları tarafından olumsuz şekilde değerlendirilmeye ilişkin korku, mükemmeliyetçilik (Ferrari, 1992), kaygı (Balkıs, 2006), depresyon (Deniz ve Akdoğan, 2014), başarısızlık korkusu (Özer ve Altun, 2011;Çakıcı, 2003;Hannok, 2011;Van Eerde, 2003), öğrenme becerilerinde ustalaşmış olma durumu (Ferrari ve Scher, 2000), davranışlardan şüphe etme (Bulut, 2014), kötü zaman yönetimi (Balkıs vd., 2006;Bulut ve Ocak, 2017) ve irrasyonel düşünceler (Ferrari, Johnson ve McCown, 1995) arasında pozitif yönlü anlamlı ilişkilerin bulunduğu çalışmalar da bulunmaktadır. Bu noktadan düşünüldüğünde bahsedilen tüm bu değişkenler akademik erteleme davranışını artırıcı niteliktedir.…”