Amaç: Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de çalışmakta olan fizyoterapistlerin Kardiyopulmoner Resüsitasyon (KPR) hakkındaki bilgi düzeylerini değerlendirmekti.
Yöntem: Ağustos-Ekim 2021 tarihleri arasında yürütülen kesitsel bir araştırmadır. Çalışmaya katılmayı kabul eden 164’ü (%59,63) erkek, 111’i (%40,37) kadın olmak üzere toplam 275 fizyoterapiste online anket formu gönderilerek veriler toplandı. KPR bilgi düzeyini değerlendirmek amacıyla 2010 Amerikan Kalp Cemiyeti (AHA)-ERC KPR kılavuzu rehber alınarak hazırlanan anket toplam 26 sorudan oluşmakta ve kendi kendine uygulanmaktadır. Anketin ilk bölümünde kişisel bilgileri içeren 5 soru (yaş, cinsiyet, çalıştıkları kurum, çalışma süresi vb.); ikinci bölümde KPR eğitimi ve değerinin algılanmasına yönelik 12 soru , üçüncü bölümde ise KPR ile ilgili bilgi düzeylerini ölçmeyi hedefleyen 10 soru yer almaktadır. KPR bilgi puanında 0-5 puan aralığı düşük, 6-10 puan aralığı ise yüksek olarak değerlendirildi.
Sonuçlar: En çok çalışılan kurum hastane (%41,50) ve çalışma alanı ise kas-iskelet sistemi (%37,80) idi. Herhangi bir yerde kardiyak arrest (KA) vakası ile karşılaşanların oranı %28,40 iken çalışma ortamında bu oran %20,70 idi. Katılımcıların çoğu (%67,30) KPR eğitimi almıştı ancak eğitim alanlar KPR uygulama konusunda %59,50’si eğitimi, %71,90’u da kendisini yetersiz buldu. Çalışma alanı, yaş, cinsiyet ve deneyim yılına göre KPR sertifikasına sahip olma durumu ilişkili değildi(p>0,05).Hastanede çalışanların KPR sertifikası sahip olma oranı üniversitede çalışanlara göre daha yüksekti(p=0,014).Teorik KPR bilgi puanı ortalaması 5±0,12 idi, bu sonuç KPR bilgi düzeylerinin düşük olduğunu gösterdi. KPR bilgi puanı; KPR eğitimi alanlarda almayanlara göre, KPR uygulamasında kendini yeterli görenlerde de yeterli görmeyenlere göre daha yüksekti(p=0,001).
Tartışma: Sonuçlarımız fizyoterapistlerin çoğunluğunun, KPR sertifikasının olduğunu fakat KPR sertifikası olanların çoğunluğunun da KPR bilgi düzeylerinin yetersiz olduğunu ve kendilerini bu konuda yetersiz hissettiklerini göstermiştir. KPR uygulamasını daha iyi değerlendirmek isteyen gelecekteki araştırmalar fizyoterapistlerin gerçek KPR yeterliliğini teorik bir değerlendirmeden ziyade uygulamalı yöntemlerle değerlendirmelidir.