Sanayi Devrimi ve Soğuk Savaş sonrası düzenin uluslararası diplomasiyi yeni arayışlara yönlendirmesiyle ortaya çıkan yumuşak gücün potansiyelinin zaman içerisinde farkına varılması, devletleri dış politikaları bağlamında çeşitli yol ve yöntemlere başvurmaya sevk etmiştir. Genel olarak 'zor kullanmadan ikna yoluyla başkalarına istediğini yaptırma kabiliyeti (Nye, 1990)' olarak ifade edilen 'yumuşak güç'ten Türkiye de hem iktisadi işbirlikleri, hem yapıcı dış politika uygulamaları hem de ulusal kurum, kuruluş ve Sivil Toplum Kuruluşları aracılığıyla uluslararası sistemdeki görünümü ve algılanışı bağlamında yararlanmaktadır. Uluslararası bir karakteristiğe sahip olan yükseköğretim de uluslararası öğrenciler ve akademisyenler aracılığıyla bir yumuşak güç unsuru olarak değerlendirilebilmektedir. Bu doğrultuda, bu çalışma kapsamında güç ve yumuşak güç kavramı incelenmiş ve yumuşak gücün Türkiye'nin dış politikasındaki ve Türk yükseköğretimindeki rolü ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Çalışma sonuçları, yükseköğretimde uluslararasılaşmaya dönük stratejiler yetersiz olsa da akademisyenlerin ve üniversite öğrencilerinin belli bir düzeyde farkındalığa sahip olduğunu göstermiştir. Sonuçlar, ilgili alanyazın ve Türk yükseköğretiminin yönetsel ve işlevsel özellikleri bağlamında yorumlanmıştır.