Afetler tüm dünyada milyonlarca insanı etkileyen doğa ya da insan kaynaklı felaketlerdir. Can kayıplarına, önemli fiziksel ve psikolojik sağlık sorunlarına, alt yapı hasarlarına ve sosyoekonomik güçlüklere yol açabilirler. Afetler tüm toplumları ya da bireyleri aynı şekilde etkilemezler. Zarar görebilirlik bir bireyin veya topluluğun olası felaketlerin etkilerine duyarlılığını artıran fiziksel, sosyal, ekonomik ve çevresel koşullardır. Özellikle kadınlar ve kız çocukları, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde afetin etkilerine karşı daha savunmasızdırlar. Erkeklere kıyasla daha yüksek oranlarda ölüm riski, sağlık sorunları, psikososyal problemler, şiddet olayları ve sosyoekonomik gerileme riskleri yaşamaktadırlar. Bu zarar görebilirliğin en önemli kaynağı ise toplumsal cinsiyet rolleridir. Bu roller gereği kadınların daha düşük eğitim ve gelir düzeyine sahip olmaları, sağlık ve mahremiyet ihtiyaçlarının çoğu zaman görmezden gelinmesi, kaynaklara erişimlerinin sınırlı olması gibi unsurlar afetlerden daha çok etkilenmelerine yol açmaktadır. Ayrıca afet öncesinde zaten yaşanmakta olan yoksulluk gibi deneyimler de daha derinleşmektedir. Kadınların afetlerden zarar görebilirliğinin azaltılabilmesi için toplumsal cinsiyete duyarlı afet yönetimi programlarının hayata geçmesi gereklidir. Bu sayede gerek afete hazırlık gerekse müdahale aşamasında kadınların ihtiyaçları ve yaşadıkları zorluklar gözetilebilir ve nihayetinde afetlerin etkileri ile başa çıkma kapasitelerinin arttırılması mümkün olabilir. Bunun yanı sıra cinsiyete duyarlı ve dönüştürücü ruh sağlığı ve psikososyal destek hizmetleri ile kadınların ve kız çocuklarının cinsiyete, kültüre ve toplumsal normlara dayalı ruh sağlığı ihtiyaçlarını karşılamak, psikolojik iyilik hallerini cinsiyet bakış açısı ile daha kapsamlı bir şekilde desteklemek gerekmektedir. Kadınların afetlerle başa çıkma kapasitelerini arttırmak toplumun da güçlenmesine ve afetlere karşı daha dirençli hale gelmesine katkı yapacaktır.