Avukat ile müvekkili arasındaki ilişki güven üzerine inşa edilir. İki tarafın birbirine güvenmesi, hukuki yardım talep eden müvekkil için olduğu kadar, kendisini özellikle söz konusu davalarda etkin bir şekilde hukuki yardım sağlamaya ve adalet arayışını kolaylaştırmaya adamış, gerçeğin ortaya çıkarılmasına yardımcı olma görevi olan avukat için de son derece önemlidir. Müvekkil, hukuki yardım için başvurduğu konuda avukatına tüm detayları aktarırken sır niteliğinde, gizli kalmasını arzu ettiği bilgilerini de paylaşır. Hatta bazı durumlarda hukuki yardımın gereği gibi yerine getirilmesi için bunların paylaşılması kaçınılmazdır. Bu çalışmada, avukatın sır saklama yükümlülüğünün, avukatlık ücretinin devredilmesine engel teşkil edip etmediği incelenecektir. Bu kapsamda öncelikle avukatın sır saklama yükümlülüğünün hukuki dayanağı açıklanacak, sonrasında sır sır saklama yükümlülüğünün kapsamı ile genel hatlarıyla yükümlülüğün ihlalinin sonuçları üzerinde durulacaktır. İsviçre, Alman ve Türk hukuklarında konuya ilişkin yaklaşım ve yargı kararları aktarıldıktan sonra görüşümüze yer verilecektir.