Derleme / Review
ÖZET
Alkol aşermesinin nörobiyolojisi, genetiği ve tedavisiAlkol aşermesi son 10 yılda, giderek artan bir şekilde, alkol kullanım bozukluklarında önemli bir sorun olarak kabul edilmektedir. Alkol aşermesi ile ilgili yapılan biyolojik çalışmalar, daha çok nörobiyoloji, genetik ve bu durumun farmakolojik tedavisi üzerine odaklanmaktadır. Biz bu yazımızda, reseptör sistemlerinden başlayarak, alkol aşermesinin genetiği ve epigenetiğini gözden geçirdik. Son olarak da, alkol aşermesinde kullanılan ana ilaçlardan başlayarak, alkol aşermesinde kullanılması muhtemel diğer ilaçları ve gelecekteki olası tedavi seçeneklerini açıklamaya çalıştık.Anahtar kelimeler: Alkol aşermesi, genetik, nörobiyoloji, tedavi ABSTRACT Neurobiology, genetics and treatment of alcohol craving Alcohol craving has increasingly been considered an important issue in alcohol use disorders in the last decade. Biologic studies on alcohol craving were mainly focused on neurobiology, genetics and pharmacological treatment of this condition. In this report, we started from receptor systems, than we explained genetics and epigenetics of alcohol craving. At last, we described the main drugs currently used in the treatment of alcohol craving. Other potential drugs and future choices for treating alcohol craving were also described.
GİRİŞA lkol aşermesi (alcohol craving), alkol almaya karşı kontrol edilemeyen bir arzu ve bu arzunun tatmin edilememesi durumunda ortaya çıkan anksiyete, asteni, anoreksi, insomnia gibi belirtileri içermektedir (1). Oxford sözlüğünde, "a strong desire" (çok güçlü bir istek) olarak tanımlanan "craving" kavramı için Türkçede istek, arzu ve aşerme gibi karşılıklar kullanılmakta olup, biz, yazımızda daha uygun olduğunu düşündüğümüz "aşerme" karşılığını kullandık. Kişi alkol kullanmaya başlayınca, öncelikle alkol kullanmaya karşı çok güçlü bir istek gelişmekte ve bu istek uzun bir süre boyunca varlığını ve etkisini sürdürmektedir. Sonuçta, ciddi yan etkilerine ve önemli olumsuz sonuçlarına rağmen kişi alkolü kullanmaya devam etmektedir (1,2).Beyin ödül sistemi, maddenin pekiştirici etkisi ve aşerme bağımlılık nörobiyolojisinin 3 temel saç ayağını oluşturmaktadır (3). Öncelikle, bir maddenin bağımlılık yapması için haz verici etkisinin olması zorunludur. Bu sebeple, bağımlılık eşittir beyin ödül sistemi hipotezi ortaya atılmış ve bu görüşün ispatına çalışılmıştır. Yapılan araştırmalarda, gerçekten de nükleus akumbensin ve nörotransmiter olarak dopaminin bağımlılık gelişimindeki rolü gösterilmiş, ama bağımlılık ile ilgili tüm süreçleri açıklamada bu hipotez yetersiz kalmıştır (4). Sonrasında, bağımlılık gelişiminde tek nedenin ödüllendirme olamayacağı, zira bağımlı olmayan insanların da madde kullandıklarında bundan aynı derecede keyif aldıkları saptanmış ve bu bağlamda, bağımlılıkta ödüllendirme dışı süreçlerin üzerinde durulmasının gerekliliği hususunda giderek daha fazla vurgu yapıl-maya başlanmıştır. Aşerme kavramı bu süreçte devreye girmiş ve öncelikle yoksunluğun bir belirtisi olarak ele alınmış, daha sonraki yıl...