Bu çalışma 19. Yüzyılın son çeyreğinden 1970'lerin sonuna kadar varlığını devam ettiren destancılık geleneğinde ve televizyonda çoğunlukla gündüz kuşağında yayınlanan realite suç programlarında, suç, kurban ve trajedinin sunum biçimine ve bu iki türün benzerliklerine odaklanmaktadır. Bir suçu, bir felaketi ya da bir trajediyi dramatik ögelere vurgu yaparak aktarmak sözlü kültürden bu yana süregelen bir anlatım biçimidir. Çalışmada sözlü kültürden, yazılı basına, yazılı basından radyoya, sonrasında da sinema ve televizyona geçmiş olan bu anlatı tarzının konularının ve anlatım biçiminin süregelen benzerliklerine destanlar ve realite suç programları bağlamında odaklanılacaktır. Destanlarda ve realite suç programlarında işlenen temaları ve bu temaların işleniş biçimlerini karşılaştırmak amacıyla içerik analizi kullanılacaktır.