Günümüz modern vergicilik anlayışı çerçevesinde vergileme yapılırken genel kabul görmüş vergileme ilkeleri dikkate alınmaktadır. Devletler, vergi sistemleri kapsamında yer verdikleri vergi uygulamalarını vergileme ilkeleriyle uyumlu olacak şeklide belirli kurallara bağlı kalarak planlamakta ve hayata geçirmektedirler. Maliye literatüründe zamanla çeşitli vergileme ilkeleri belirlenmiş olup bu ilkelerin başında adalet ilkesi gelmektedir. Mükellefler arasında vergi yükünün adil ve eşit olarak dağıtılmasını öngören adalet ilkesine uygun şekilde vergileme yapılmasında ödeme gücü kavramı kritik bir öneme sahip olmaktadır. Ödeme gücünün göstergeleri gelir, harcama ve servet olmakla birlikte söz konusu göstergeler ödeme gücünün tam olarak kavranmasında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle vergi sistemlerinde ödeme gücünün doğru bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla söz konusu göstergelerin haricinde artan oranlılık, en az geçim indirimi ve ayırma prensibi tekniklerinden faydalanılmaktadır. Vergilemede adalet ilkesi çerçevesinde bahsi geçen tekniklerin olumlu ve olumsuz görüşlerle birlikte teorik açıdan ele alındığı bu çalışmada ülkemiz özelinde ilgili tekniklere hizmet eden vergi uygulamaları değerlendirilmiş; bu kapsamda farklı vergi türlerinde artan oranlılık, gelirin unsurlarından ücretlerde ise en az geçim indirimi ile ayırma prensibi tekniğinin benimsenmiş olduğu anlaşılmıştır.