Giriş ve Amaç:Kliniğimizde böbrek tümörü nedeniyle laparoskopik parsiyel nefrektomi yapılan ilk 103 hastanın cerrahi, onkolojik ve uzun dönem fonksiyonel sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntem ve Gereçler: Kliniğimizde 2008-2016 tarihleri arasında laparoskopik parsiyel nefrektomi yapılan toplam 103 hasta çalışmaya dahil edildi. Demografik veriler, perioperatif renal fonksiyonlar, tümörün patolojik ve radyolojik özellik-leri retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Yaşları ortalama 54-72 yıl (19-71) olan 68 erkek, 35 kadın toplam 103 hastaya transperitoneal laparoskopik parsiyel nefrektomi uygulandı. Ortalama tümör çapı 32.42 mm (12-82 mm) olarak hesaplandı. Tümörlerin 4'ü (%3.88) bilateral, 45'i (%43.68) sağ ve 54'ü (%52.42) sol böbrek yerleşimli idi. Yine tümörlerin 32'si (%31.06) üst pol, 41'i (%39.80) alt pol ve 30'u (%29.12) orta zon yerleşimliydi. Hastaların 2002 TNM sınıflamasına göre; 64'ü (%62.13) T1a, 32'si (%31.06) T1b ve 7'si (%6.79) T2a klinik evre ile prezente oldu. Hastaların preoperatif ortalama kreatinin değerleri 0.78 mg/dl (0.4-1.7), postoperatif ilk gün ortalama kreatinin değerleri 1.04 mg/dl (0.5-2.48) ve postoperatif 1. ayda ortalama kreatinin değerleri 0.89 mg/dl (0.4-1.8) olarak hesaplandı. Hastaların preoperatif ve postoperatif 1. aydaki kreatinin değerleri arasında istatistiksel anlamlı fark görülmedi (p>0.05). Patolojik inceleme sonucunda lezyonların 6'sı (%5.82) onkositom, 12'si (%11.65) anjiyomiyolipom ve 85'i (%82.52) renal hücreli karsinom olarak raporlandı. Renal hücreli karsinomların 62'si (60.19) berrak hücreli karsinom, 14'ü (%13.59) papiller karsinom ve 9'u (%8.73) kromofob karsinom olarak saptandı. Fuhrman sınıflamasında 18'i (%17.47) grade 1, 75'i (%72.81) grade 2 ve 10'u (%9.70) grade 3 olarak rapor edildi. Hastalar ortalama 46 (6-92) ay takip edildi. Takiplerinde cerrahi sınır pozitif olanlar dahil hiçbirinde radyolojik olarak lokal nüks ve metastaz saptanmadı. Dört hastada kanser dışı ölüm görülen çalışmada, hastalığa özgü sağkalım oranı %100 ve genel sağ kalım oranı %96.22 olarak tespit edildi. Tartışma ve Sonuç: Açık ve laparoskopik parsiyel nefrektominin onkolojik sonuçlarının benzer olması ve laparoskopinin hastaya sağladığı avantajlar nedeniyle, her ne kadar öğrenme eğrisi uzun olsa da laparoskopik teknik ile deneyimli ellerde çok başarılı sonuçlar elde edilebilmekte ve gün geçtikçe uygulanma oranı artmaktadır. Anahtar sözcükler: Böbrek tümörü; laparoskopi; parsiyel nefrektomi. B öbrek tümörleri erişkinlerde görülen kanserlerin %2-3'ünü oluşturmaktadır. Ürolojik kanserler içerisinde en sık görülen üçüncü kanserdir [1] . Son zamanlarda radyolojik görüntüleme yöntemlerindeki teknolojik gelişmelerin artmasıyla özellikle rastlantısal bulunan ve sıklıkla 4 cm'den küçük boyutlu böbrek tümörlerinin tespit edilme oranı artmıştır [2] . Erken evre yakalanan hasta sayısındaki artış ile birlikte parsiyel nefrektomi (PN) yapılan hasta sayısı da artmıştır. PN özellikle bilateral böbrek tümörü olan, Von Hippel Lindau, herediter papiller renal hücreli kanser ve Birth-...